Hata Hakkı

Onlu yaşlarımda babama en çok kızdığım konu benim yanlış yapmama izin vermemesiydi. En iyi olmayı hata yapmama olarak kodlamıştı o zihnine. Benim beynim ise deneyimlemek istiyordu.

Babamın eğitiminde psikolojik formasyon yoktu. Babasından ve çevresinden gördüğü de çoban tarzı eğitimdi. Yani hayvan eğitmek ile insan eğitmek arasında fark gözetmiyordu. Dediğini yapmazsa vur, acıt, düzelir. Hala öyleleri vardır eminim. Hayat herkese aynı yaşam, düşünce, boş zaman, kitap, kültür hakkını vermiyor. Bazı insanların bilgiyle bağı bedava olduğu için internetten ibaret.

Kitap okumak için bütçesi, zamanı ya da isteği olmayan insanların eğitime dair bütün algıları kültürleri oluyor. Okumadıkları, bilmedikleri, öğrenmedikleri için ebeveyninin davranışlarını doğru belliyorlar. Eğer o tavır doğru olsaydı o ailenin çocukları daha müreffeh bir hayat yaşarlardı en basit mantıktan gidersek.

Ben benim çocuğum daha rahat bir hayat yaşasın istiyorum diyen anne-baba iki şeyden birini tercih edecek. Onun bütün hatalarını ve sorumluluklarını ebeveyn halledecek ve çocuk sorunsuz bir çocukluk sıkıntılı bir hayat mı yaşayacak, yoksa çocuğu sorumluluklarıyla az kontrollü bir serbestliğe bırakıp kendini keşfetmesine zemin mi hazırlayacak?

“Baskısız tahtayı yel alır” diyerek üzerine basma hakkımız var diyen annemin tavrı beni çok hatalardan korudu ama o kadar imkanı da kaçırttı. Hesap verme korkusu beni insanlarla ilişki kurmaktan geri çekti. Başkalarının mutlu olduğu kendimin memnun olmadığı seçimlerim oldu. Acısını ben çektim, sefasını başkası sürdü.

İnsanın dünya macerasını “yasağı çiğneme” referansıyla başlatan Kuran, bize bir şey söyler. İnsan doğrularından değil, yanlışlarından öğrenir. Yanılmak, beynin en kolay öğrenme yöntemidir. Anında kendini düzeltir, değişir, evrilir. Bisiklet sürmeyi öğrenirken düşen çocuk dizinin acımasından çok elde ettiği bisikletini kontrol edeceği için heyecanlıdır. Dizinin acısına aldırmaz.

Büyümek, insanın üzerinden zaman geçmesiyle değil, beynin deneyimlerinin çoğalmasıyla mümkündür. 700 yaşındaki kaplumbağayı 3 yaşındaki çocuğun iple gezdirmesini mümkün kılan gelişmiş beyin.

Zeka, deneyimle gelişir. Hayatında hiçbir işi baştan sona yapmamış çocuk zihnen potansiyeli olabilir ama cesareti olmadığı için aptallaşır. O cesareti dışarıdan kimse sağlayamaz. Kendi karar verir insan cesur olduğuna.

Çocuğu hata yaptığında kızan anne-baba pedagojik açıdan çocuğunun katilidir bu anlamda. Onun kişiliğini öldürüyor, eziyor mahvediyordur. Öyle durumlarda insanlar Allah’ı hatırlasınlar. O bizim günahlarımıza ses çıkarmıyorsa biz de çocuklarımızın hatalarına sakin kalarak ona borcumuzu ödeyebiliriz.

Ahmet BAYRAKTAR

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir