Bermuda Şeytan Üçgeninin Gizi

Bermuda Şeytan Üçgeni; Atlas Okyanusu’nun Güney ve Kuzey Amerika’yı birbirinden ayıran ve Bermuda, Porto Rico ve Miami sahilleri arasında kalan üçgen şeklindeki bölgenin adıdır. Kuzey yarım kürede 80 derece batı meridyenin geçtiği üçgen oluşturan bir alandır. Atlas Okyanusunda bulunan bu bölge çok sayıda uçak ve geminin kaybolduğu, bazı olağanüstü olayların yaşandığı bir yerdir. Halen günümüzde de gizemini koruyan fenomen(Görüngü) bir yer konumundadır. Kimsenin açıklama getiremediği bu esrarengiz fenomen(görüngü), içinde bilim adamlarının da bulunduğu pek çok insan tarafından “doğaüstü bir takım güçlerin yaptırımı” olarak algılandı ve öyle dünya kamuoyuna bu şekilde duyuruldu. Bu gizemler arasında kayıp kıta Atlantis’in burada olduğu, bu bölgenin dünya dışı metafizik varlıklar tarafından ziyaret edildiği, adeta gizemli bir güç tarafından gemiler ve uçaklar geride iz bırakmadan kaybolduğu olağanüstü(esrarengiz) bir hal alan farklı bir konumdadır. Bu konuyla ilgili Batı dünyasında yüzlerce kitap yazılmıştır. Bilindiği gibi insanların tabiatında bilinmeyene karşı aşırı merak duygusu vardır. Bu kitaplar halen güncelliğini korumakta olup, ülkemizde de tercümeleri yapılmış olup, popüler kitaplar arasındadır. Yine Batı dünyasında bu esrarengiz bölgeyi konu alan filimler çekilmiştir. Bir coğrafyacı ve eğitimci olarak bu konu elbette ki benimde dikkatimi çekmiştir.

Bu esrarengiz olayların tarihine baktığımız zaman Amerika kıtasında yaşamış olan Mayalar’a ve Meksikalılar’a ait seyahat notlarında, bu bölge ile ilgili bir uğursuzluk olduğu, buranın fazla tekin olmadığı kaydediliyor. Ülkemizde ise bir Osmanlı yazarı, bundan birkaç asır önce esrarengiz olayların yaşandığı bu sular hakkında bir eser ortaya koyar. Fakat eser günümüze ne yazık ki gelememiştir. Bermuda Şeytan Üçgeni’nin efsaneleşmesine sebep olan asıl ilk olay 1945 yılında meydana gelir. Beş adet Amerikan savaş uçağı olağan görev uçuşu için Florida’daki üslerinden havalandıktan sonra bir daha geri dönemez. Bu olay kontrol kulesi kayıtlarında şu şekilde geçmektedir; Uçaklar belli bir süre uçuştuktan sonra Uçakların pilotlarının lideri, telsizden kontrol kulesine şöyle bir mesaj anons eder: “Karayı göremiyoruz. Pozisyonumuzdan emin değiliz. Nerede olduğumuzu bilmiyoruz. Galiba kaybolduk.” Bu sesi duyan kontrol kulesinden pilota; “Nasıl olur, hava gayet iyi gözüküyor, batıya gidin.” Şeklinde talimat verilir. Bunun üzerine pilot; “Neresinin batı olduğunu bilmiyoruz. Her şey karışık, çok tuhaf, hiçbir yönden emin değiliz, yönümüzü kaybettik. Okyanus bile olması gerektiği gibi değil” der ve bağlantı kopar. Acilen yardım alarmı verilir, ancak beş uçağın izine bir daha rastlanılmaz. Bu bölgeden geçen gemilerde de benzer esrarengiz şeyler olduğu görülmektedir. Bu alanda batmış gemilere şilep veya transatlantiklere bakıldığında içlerinde sadece kedi ve köpek ölülerinin olduğu, insanların tamamen ortadan kaybolduğu görülmüştür. Hatta gemide yemek yiyen insanların masalarının, yemeklerinin bitirilmeden olduğu gibi durduğu, insanların bunları terkedip adeta okyanusa atladıkları veya şiddetli bir fırtınanın tabaklara ve kaşıklara dokunmayıp sadece insanları alıp götürdükleri bilinmektedir. Bu ve bunlara benzer olaylar her nekadar efsaneleşse de bilinen bir gerçek var ki 1945 yılından günümüze kadar 30’un üzerinde uçak,10’un üzerinde de geminin hiçbir iz bırakmadan esrarengiz biçimde kaybolmasıdır. Zaten asıl gizemde burada başlıyor. Bu konuyu açıklamak için çok çeşitli görüşler, yazılar, tezler ve araştırmalar günümüze kadar yapıldı. Halende yapılmaktadır. Ben şahsi görüşlerimi fazla katmadan bu görüşleri sizinle paylaşacağım. Sentezini size bırakacağım.

MAVİ DELİKLER

Şiddetli okyanus akıntıların meydana getirdiği dev dalgalar ve girdaplar, bu alanda okyanusun altında “Mavi Delikler” adı verilen uçsuz bucaksız delikler oluşturmaktadır. Uçak veya gemiler bu alana geldiğinde Mavi Delikler tarafından yutulmaktadır, kaybolmaktadır. Bu alanda yapılan araştırmalarda dalgıçlar, o Mavi Deliklerin içinde çeşitli gemi artıklarının, parçalarının(Yelken, Kayık)olduğunu görmüşlerdir.

UÇAN DAİRELER

Bu görüşün bilimsel altyapısı olmayıp, buna inanan bu şekilde açıklama getiren kişiler bulunmaktadır. Buna göre; Uçan daireler, gemileri ve uçakları göğe kaldırmakta veya denizin dibine batırmaktadır. Bu şekilde bu esrarengiz olaylar oluşmaktadır, görüşündedirler.

METAN GAZI(METAN KUYUSU)

Şimdilik en güçlü açıklama gibi görünen bu görüşe göre Bu alanda, Gulf Stream denilen sıcak su akıntısının da geçtiği yerdir. Okyanus tabanın ısınması yüzünden, bu “tebeşir gazlar” erir ve sudan hafif oldukları için yüzeye doğru yükselirler. O anda, tabandan yüzeye kadar bir boşluk (vakum-girdap) oluşur ve okyanus adeta delinir. Okyanusun çanağında biriken fosiller ve çeşitli atıklardan zaman zaman çıkan metan gazı, okyanus suyunun kimyasal yapısını etkileyerek yoğunluğunu düşürmektedir. Yoğunluğu sıfıra düşen suda yüzebilme özelliğini kaybeden gemiler, “Metan kuyusu” adı verilen gazın çektiği alanın içine girince suyun yoğunluğun azlığından batmaktadır. Okyanusun çanağında biriken artıkların özelliği ve okyanus suyunun sıcaklığı metan gazının yoğunluğu üzerinde büyük etki oluşturmaktadır. Bütün bu oluşumlar Bermuda Şeytan Üçgeni gibi gaz akımlarının şiddetli olduğu bölgelerde uçan uçaklar içinde büyük tehlike oluşturmaktadır. Çünkü suyun üstüne çıkan metan gazı kabarcıkları atmosfere karışır. Atmosferin gaz oranını bu alanda değiştirir Atmosfere karışan bu metan gazları atmosferde şiddetli bir “Metan tüneli” oluşturur. Bu metan tüneline giren uçak da kontrolden çıkarak denize düşer. Çünkü burada adeta az yoğun bir ortam içersinde hava boşluğuna benzer durum meydana gelir. Uçakların motorları bu durumu kaldıramaz motorlar durunca uçaklar okyanusa çakılır.

BULUNULAN MERİDYENİN ÖZELLİĞİ

Bermuda Şeytan Üçgeninin bulunduğu yerin coğrafi konumu 80 derece batı meridyenidir. 80 derece batı meridyeninin anti meridyeni(Karşısına gelen meridyen) Japonya’dan geçen 100 derece doğu meridyenidir. Bu meridyen üzerinde de Bermuda Şeytan Üçgeni kadar olmasa da esrarengiz olaylar burada da olmaktadır. Böyle bir “Ölüm Denizi” Japonya’da da 100 derece doğu meridyeni üzerinde mevcuttur. Buradan şunu anlıyoruz ki 80 derece batı ve onun anti meridyeni olan 100 derece doğu meridyeni üzerinde esrarengiz olayların oluştuğu alanlar vardır. Biraz daha araştırınca 30 derece ve 40 derece kuzey ve güney paralellerinde de buna benzer olaylar az olmakla birlikte olmaktadır. Ayrıca dünyamızda bu tür kaybolmaların ve yutulmaların olduğu farklı yerlerde altı alan daha bilinmektedir. Bu alanlar adeta “Manyetik Alan” haline gelmektedir. Bu bilgilerden anlaşıldığı üzere bulunulan 80 batı meridyeninde dünyanın coğrafi konumundan kaynaklanan bir olay olmasıdır. Ben burada fazla detaya girmeyeceğim. Zira konu hem kompleks bir durum arz etmekte hemde fazla teknik bilgi içermektedir ki okuyanları sıkar.

OKYANUS AKINTILARI

Bu olayın yer fiziğiyle ilgili olduğu da söylenebilir. Kuzey Yarımkürede kuzeyden gelen akıntılar(Labrador) ve güneyden gelen akıntı (Gulf Stream) bu alanda bir monotonluk(durgunluk) oluşturmakta ve bu monotonluk yoğun bir şekilde yosunların oluşmasına sebebiyet vermektedir. Yosunların bu aşırı yoğunluğu yüzünden orada gemiler hareket edememektedir. Ayrıca bu bölgede yüz, iki yüz, hatta üç yüz metre yüksekliğe kadar çok şiddetli dalgalar meydana gelmektedir. Anaforlar, girdaplar oluşmaktadır. Bu azgın dalgalar, getirmiş oldukları vakumla üstlerinden geçen uçakları kendilerine doğru çekmektedir. Dolayısıyla böyle bir atmosferde okyanusa çakılması ve gemilerin alabora olması gayet normaldir. Bu alan okyanus akıntılarının etkisiyle adeta farklı bir alana dönüşmektedir.

EFSANELEŞMİŞ AÇIKLAMALAR

Özellikle son 70 yılda birçok gemi ve uçak kaybolmuş ve bunlardan geriye tek bir iz bile kalmamıştı. Kimsenin net bir açıklama getiremediği bu esrarengiz fenomen, içinde bilim adamlarının da bulunduğu pek çok insan tarafından “doğaüstü bir takım güçlerin yaptırımı” olarak algılandı ve öyle senaryolar üretildi. Filmler yapılıp kitaplar yazıldı. UFO vb. gibi iddialar ve aydan gelen şeytanların yaptığına inanıldı. Efsaneleşerek gizemli hale geldi. Hâlen de bu gizem sürmektedir. Konuyu UFO, cin ve şeytanla izah etme, elektronik cihazların çalışmaması, çalıştırılmaması gibi hususlara kadar geniş bir şekilde anlatmak gizemli olduğu için insanların merakını çekmektedir. Ben burada mevcut durumu farklı görüşler etrafında kanımca kararınca izaha çalıştım.

Elbette dünyayı yoktan Yaratan Kün Feyekün(ol derdememez hemen olur) emriyle her şeye Kadirdir. İsterse bir salise içerisinde yerin altını üstüne getirir. Dağları yürütür, okyanusları yerinden fışkırtır. İlahi dengeyi ve dünyanın geostatik dengesini bozmaya kalkanları o denge farklı biçimlerde cezalandırır. Her kim ne derse desin ilahi nizamdaki gizem halen devam etmektedir. İnsanoğlu üzerinde merak duygusuyla birlikte İlahi gücün hikmetini göstermesi açısından kayda değer bir alan ve olaylar zinciridir “Bermuda Şeytan Üçgeni” Bazı kimseler birtakım iddialarda bulunsalar da, bu konuda yine de bazı açık kapılar ve gizemler vardır. İşte bu gizemlerdir ki yıllar boyu bu merakın popülaritesini taze tutuyor ve artırıyor. Gizemli oluşunu devam ettiriyor. Taki insanların Yaratanın üstün kudretini tam anlayacağı güne kadar.

Tarık TORUN

4 Yorum

  1. İlyas USLU Cevapla

    Duyguyu mekana yansıtan güzel bir yazı. Yazarını ve siteyi kutlarım. Akıcı bir üslubu var yazarının. Başarılar dilerim.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir