Cehaletin Cazibesi-VI: Çuval

“İslam’a göre” ibaresi akademinin çoğunluğu da dâhil olmak üzere 7. yy Arap toplumunun akıl, bilgi, kültür sınırı olarak anlaşılıyor.

Selefiler Türklerin Müslüman olduğunu düşünmüyor bu yüzden. Tarikatlara göre hepimiz şeytanın müridiyiz. Fıkıhçılar da İslam’dan saptığımızı düşünüyorlar çünkü kanunlarımız, hukukumuz laikliğe uyumlu. Toplum değiştikçe bizim de değişebileceğimiz ihtimalini dindar zihin anlamıyor. Bunu sapkınlık sayıyor. Değişmeye direnerek onu yönetemeyeceğini, yenilenmezse (tecdid) toplumsal realiteye yenileceğini (mağlub) düşünemiyor. En basit çelişkimiz mesela. Yüz senede bir Allah müceddid gönderir deyip Said Nursi‘yi müceddid sayanlar  adamın yüz elli senedir müceddidlik koltuğunda kaldığına inanmaya devam ediyorlar. 

İslam’a beş şart koyup onu da ibadete tahsis eden dar kafa, soyutu dinden atınca din de kendini makulün ve mantığın dışına konumlandırdı halk zihninde. Bunun en bariz ifadesi “Din, akıldan üstündür. Akıl dine itaat eder” anlayışı.

Bunu söyleyenler lanetledikleri şeytanın terkisinde dört nala koşturduklarının farkında değiller. Aklı olmayan bir varlık hayvandır. Aklı olmayan insan düpedüz şeytandır. Hayvanlar sınırlarını aşmazlar. Genetik sınırlarını korurlar. İnsan, genetiğini aşabilir her zaman. “Şu ağaca yaklaşmayın” dendiği halde niye ilk işimiz o oldu bir düşünün mesela.

“Allah katında din İslam’dır” ayetini okuyup, “İlk peygamber âdemdir” ilkesini kabul edip sonra üç yüzyıllık Arap tarihiyle bütün dünyaya evrensel İslam tasavvuru sunacağını düşünebilen bir zihin tutuktur. Düşünmüyordur. Verisiz ve yetersizdir. Neye inandığı hakkında en ufak fikri yoktur. Çelişkilerinden bîhaberdir.

Bugün Müslüman olduğumuzu iddia edip “neden gavurlar bize üstün geliyor her alanda” sorusuna makul cevaplar üretmiyorsak, fikir ve görüşlere tahammül seviyemiz belinde kılıçla dolaşan bedevinin sınırlarını aşamıyorsa bunun sebebini başka yerde aramaya gerek yok.

Bu dinin sahibi en fazla dindarlardan ilendi, peygamberlerini dine bağlı olduklarını söyleyen müşriklere gönderdi. Şirk, aşırı dindar ve aklı öteleyen inanç, yaşam sistemsizliğidir. Müşriklerin en nefret ettiği şeydir akıl ve mantık. Çünkü evrenseldir, benim fikrimle değişmez. Benim görüşüm deyince bükülmez. 

Tam da bu nedenle bizim din anlayışlarımızın ekseriyeti bir çuval hükmünde. İçine bilgi doldurulmuş, üst üste basılmış, üstü kapanmış bir kenara koyulmuş, kutsanmış. Çuvallamak deyince, başarısızlığın anlaşılması çok mantıklı. Her şeyi bir yere koyup rahat ve düzgün çalışmasını beklemek aptalca. Gıdaların bir raf ömrü vardır ama çuval ömrü yoktur. Hepsini bir yere sıkış tıkış koyduğunuzda üç aylık saklama süresi bir aya düşer. Havasızlık çürütür. 

Peygamberlerin yaptığı şey basitti esasen. Çuvallanmış bilgiyi ve toplumu, düzenlemek. Sistemleştirmek. Çuvallamış, tökezlemiş toplumu yürüyebilir, nefeslenebilir hale getirmek.

Ahmet BAYRAKTAR

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir