2025, psikiyatrist, devrimci düşünür ve yapısal ırkçılık kuramcısı Frantz Fanon‘un doğumunun yüzüncü yıl dönümünü işaret ediyor. Son beş yıldır United Souls, yönetmen ve film yapımcısı Jean-Claude Barny’la işbirliği içinde üretilen bir filmle onu anıyor.
Ve Fanon’un hayat hikâyesi nihayet sinemalarda anlatılacak!
Jean-Claude Barny’nin yönettiği Fanon filmi, Cezayir Savaşı’na derinlemesine dalan biyografik bir film olup, aynı zamanda psikiyatrist, yazar ve aktivist olan 20. yüzyılın önemli bir figürüne; Fanon’a odaklanıyor. Martinik’te doğan Frantz Fanon, Bağımsızlık Savaşı sırasında Cezayir’in Blida kentindeki psikiyatri kliniğinin başına atanır. Psikiyatriye yönelik yenilikçi ve insancıl yaklaşımı, sömürge kurumunun baskıcı yöntemleriyle hızla çatışır. Zamanla, kararlılığı onu hizmet ettiği sisteme karşı durmaya yönlendirir ve sonunda ırkçılık ve sömürgecilik karşıtı mücadelede önemli bir ses haline gelir.
Jean-Claude Barny, Fanon filmiyle sömürge tarihini, tıbbı ve siyaseti iç içe geçiren güçlü bir anlatıya imza atıyor. Film, özellikle “Yeryüzünün Lanetlileri” isimli eseriyle nesiller boyu düşünürleri ve aktivistleri etkileyen Frantz Fanon’un hayatını şekillendiren etik ve ideolojik gerilimleri inceliyor. Başrolü nispeten tanınmayan bir oyuncu olan Alexandre Bouyer üstlenirken, Déborah François ve Stanislas Merhar kadroyu tamamlıyor. Film, sömürgecilik tarihi ve biyografik filmlerle ilgilenenlere hitap edebilir.
Güçlü konusu ve özverili tarihsel yaklaşımıyla Fanon, bir insanın adaletsizliğe ve insan onurunu yok eden sisteme karşı mücadelesini aydınlatan yoğun ve önemli bir biyografik film olmayı başarıyor. Film, bir psikiyatrist ve aktivist bakış açısıyla, sömürgeciliğin şiddetine ve ideolojilerin ağırlığına dair önemli bir değerlendirme ve perspektif sunuyor.
O zamanlar Fransız sömürgesi olan Martinik’te doğan Frantz Fanon, 17 yaşında Fransız ordusuna gönüllü olarak katılır. Siyahi bir adam olarak, Fransız ordusunda hergün ırkçılıkla karşılaşır. Savaşta yaralanır ve madalya alır, ancak ırkçılık ve sömürgecilik deneyimi onu derinden etkiler.
Bu sırada Frantz Fanon, psikiyatrist olarak savaş ve şiddet kurbanlarını tedavi eder. Savaştan sonra, Lyon’da tıp ve felsefe okur ve doktor olur. Cezayir’in Blida kentinde bulunan psikiyatri kliniğinde başhekim olarak görev alır. Orada, 1950’lerde, Ulusal Kurtuluş Cephesi’nin (FLN) Fransa’nın sömürgeci gücüne karşı ayaklanmaları yaşanır. Kliniğinde Fanon, her iki taraftan da yıkılmış savaşçılarla karşılaşır. Fanon, acı çekenlerle başa çıkmak için yeni yöntemler geliştirir, ancak imkânları sınırlıdır.
Güçlü bir sanatsal vizyonla beslenen, nefes kesici görsel güzelliğe sahip bir film Fanon. Jean-Claude Barny, resmi tarih yazımının uzun zamandır bastırmaya çalıştığı bir konuyu muhteşem, erişilebilir ve dokunaklı bir esere dönüştürüyor. Gücü, yönetmenin dehasında yatıyor; bu acı dolu hikâyeden sinematik bir fresk yaratmayı başarıyor; hem eğitici hem de duygusal olan bu filmi ailenizle birlikte izleyebilir, paylaşabilir ve tekrar tekrar anlatabilirsiniz.

Yönetmen Jean-Claude Barny, Alaattin Diker
Alaattin DİKER

Sizi tekrar dibacede görmek güzel üstadım
Teşekkürler Hocam. Alaattin Bey Ocak’dan itibaren Yapay Zeka ve yeni teknolojiler üzerine yazacak. Bilineni tekrardan ziyade geleceğe dönük ‘perspektif’ sunmak için.