Asude

Fatihalar okuyarak  girdim bu  şehre
Bir de çıkarken Fatiha
Girişi çıkışı kabristan  bu şehirlerin
Öylesine asude öylesine öte her yer
Öylesine suskun bütün vakitler

Ölümü kutsamakta bu şehirler
Ayinler panayırlar festivaller anma günleri
Korkunun diyeti besbelli
Bu yüzden mahşer yeri bütün  meydanlar
Caddeler lebalep insan
Kuşlara öykünür de şarkı söylerler  durmadan

Gövdemi uzatsam bir selvi misali
Yatay bir düzlemde bir cümle öykü
Uzatsam ayaklarımı gölgemden gizli
Bir kerahet vakti kaybolsam aradan
Kıblesi karışmış mufassal bir maceradan

Sessiz sözcükler dökülse  dilimden
Yine yağmur yine özgür bu sokaklar
Büyülü bir maziyi sürükler ardından
Zaman bir sanrıya gebe gece gündüz
Bir uykuyu alaşağı eder durmadan
Durmadan Yasin okur bir hafız
Son sürüm bir ayfondan

Zaman yarıldı kuşlar kondu dallarına
Kırkikindiler kaç ikindi yağdı bu baharda
Bilmediğim ne çok şey öyle böyle değil
Uzakdoğu Ortadoğu batısı nere doğunun
Dünün mü bugünün mü bu günışığı
Bu rüzgar kaç deniz mili öteden?

De ki dün dündür gün bu gündür
Dem-i devranın ruhuna Fatihalar gönderdiğim
Asude bir ikindi ertesi
Kelebek gömütü bu kalbim tik tak tik tak
Bir sayaca bağlanmış aşklar sıralı mevsimler
Kış yaz  bahar son
Bu öyküyü ben buldum benim hikayem bu
Girişti gelişti son/ uçlandı sırlandı sözcüklerim
Dağlardan ebabiller iner gibi  ansızın saf û saf
Miktarı çok yükümün
Belki yardım eder  bana  Asaf…

Fadıl KARLIDAĞ

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir