Sohbet Etmeyi Biliyor Muyuz?

Sohbet, sağlıklı iletişim kurmanın en önemli yollarından biridir. Sohbet etmesini öğrendiğimiz zaman, birbirimize güvenmenin, iş birliği yapmanın, bilgi ve duygu bakımından daha da zenginleşmenin yollarını da öğrenmiş oluruz. Bu anlamda sohbeti sosyal bir sanat olarak niteleyebiliriz.

Sohbetin üç unsuru vardır:

Birincisi sohbet erbabı olmak, ikincisi muhabbet ehli olmak, üçüncüsü de sohbete uygun mekân.

Sohbet erbabı olmayan ve aralarında muhabbet bulunmayan insanların yan yana gelmesiyle hoş bir sohbet gerçekleşemez. Zira sohbet rekabet ve husumeti kabul etmez. Konuşmalar birbirini tamamlayarak sohbet inşa edilir. Üçüncü olarak da sohbet ancak uygun bir mekânda yapılabilir. Gürültülü, fiziki ve sosyal bakımdan rahat olmayan ortamlarda yapılacak sohbet kıvama ermez.

Sohbet erbabı nasıl olur?

Bu konuda İngiliz dil felsefecisi H. Paul Grice’nin dörtlü tasnifi bize ışık tutmaktadır.

  1. Nitelik: Sohbet; duygu, düşünce ve bilgi alışverişi şeklinde devam ederken kişi duyguda samimiyete, düşünce ile bilgide doğruluğa dikkat ediyor ise nitelik ilkesine uygun davranıyordur.  Duyduklarını, okuduklarını ya da yorumladıklarını mutlak bir doğru gibi sunmak yerine, falan kişiden duyduğuma göre, okuduğum şu kaynaktan edindiğim bilgi doğrultusunda ya da bu konudaki öznel görüşüm uyarınca gibi ihtiyat cümleleri kuruyorsa sözün niteliğine dikkat ediyordur.  Verilen bilginin doğruluğu sohbetin verimli olmasını sağlayacaktır. Sohbet eden kişilerin kültür seviyelerinin birbirine yakın olması, bir başka deyişle aynı derinliklerde yüzebilmeleri, karşılıklı anlamayı ve diyalogları anlamlı kılacaktır. Tarafların anlayış zenginlikleri, sağlıklı bilgi alışverişini doğuracaktır. Söz gelimi, mizah kültürü olmayan birine espri yaptığınızda sözün mahiyetini anlamadığı için iletişim kazası yaşanabilir. Söz sanatlarını bilmeyen, mecazı gerçek anlamdan ayıramayan kişilerle diyalogda verdiğiniz örnekler karşı beynin kodlamasında olmadığı için konuşulanı yanlış anlaması kuvvetle muhtemeldir. Sohbette niteliğin olabilmesi için doğru bilgi sağlıklı düşünce ve seviyenin olması gerekir.
  2. Nicelik: Sohbet erbabı konuşmada ölçülü olmasını bilir. Eskiler hikmeti ve bilgeliği “muktezayı mutabık hareket ve söz” (gereken duruma uygun hareket ve söz) olarak tarif etmişlerdir. Mesela bir sohbet ortamında sazı elinize alıyorsunuz, sonra bırakmak nedir bilmiyorsunuz. Böylelikle diyalog ortamı tam bir monologa dönüşmez mi? Daha fazla ilgi odağı olmak, daha fazla bilgili görünmek ve ortamdakilerden üstün olduğunuzu hissettirmek için sürekli konuşuyorsanız, sohbetin nicelik ilkesine uymuyorsunuz demektir. Gereğinden az konuşmak da aynı şekilde nicelik ilkesine aykırıdır. Söz sırası size geldiğinde “evet, hayır, öyle, size katılıyorum, aynen…” gibi konuya ilişkin öznel ya da nesnel bir fikir beyan etmiyorsanız, tabiri caizse ortamda saksı gibi görünürsünüz. Size, “Mizah yeteneğimi nasıl geliştirebilirim?” diye bir soru sorulduğunda “İlgili kitapları oku” demek nasıl yetersiz kalırsa ortamı bir mizah dersine döndürmek de yanlıştır. Her şey kıvamında, gerektiği kadar verilirse güzeldir.
  3. Alaka: Sohbetin konu akışında tutarlılık ve uyum olmalıdır. Bir konu ele alınırken konuşurken, bir kelimeye odaklanıp ortamı etimolojik bir derse çevirmek uygun olmaz. Ben, genelde ders anlatırken konuya açıklık getirmek için bir fıkra anlatırım. Bunun üzerine öğrencilerimden biri, “Bir fıkra da ben anlatabilir miyim?” der. İzin verince konuyla ilgisiz bir fıkra anlatır. Bu örnekle sık karşılaştığım için “bir fıkra da ben anlatabilir miyim,” diyen öğrenciye “Ben, fıkra değil ders anlatıyorum.” derim. Kahramanmaraş’ta sohbet erbabı dostlarım var. Bazı geceler bir araya gelir, sabaha kadar sohbet ederler. Sohbete gelenlerden Bazıları bazen yanlarında misafir de getirir. Ara sıra bunlar arasından sohbet ehli olmayan insanlar çıkar. Bir keresinde arkadaşımın anlattığına göre, edebi bir konu konuşulurken, sohbet adabı zayıf misafirlerden biri epeyce uzak bir köşede oturan tanıdığına, “Ede, bu sene tarhanalık yoğurt kaça gidiyor?” diye sormuş. Alaka ilkesine dikkat etmeyenlerin verimli bir sohbeti olmaz.
  4. Tarz: Sohbet erbabının konuşması açık ve anlaşılır olmalıdır. Bazı kişiler okuduğu ya da dinlediği bir konuyu iyice anlamadan bir başkasına anlatmaya kalkar. Derin bir şeyler söylüyormuş gibi bulanık ifadeler kullanır. Siyasetçiler genelde farklı anlama gelebilecek şekilde konuşmayı severler. Çünkü bir taraftan sıkıştırıldıkları zaman kendilerine bir kaçış rampası olsun isterler. Beklemediği bir tepkiyle karşılaşınca “yanlış anlaşıldım, maksadım şöyle” diyebilmek için. Sohbette; üstü kapalı, belirsiz ve bulanıklık arz eden ifadeler, tarz ilkesine aykırıdır. Açıklık ilkesine uymayan konuşmalar muhatapta net olmayan anlamalara yol açar. Bu durum duygu, düşünce ve bilgi alışverişini bozar. İyi bir sohbet erbabının bilgili ve muhabbet ehli olması ve   sohbet adabına riayet etmesi gerekir.

Sıraladığımız bu ilkeleri gözönünde bulundurduğumuzda çevremizde kaç tane muhabbet erbabı insan var dersiniz?

Durdu GÜNEŞ

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *