Dişimizden tırnağımızdan arttırdığımız paralarla kitap bastırmaya son. Çoğunlukla eşe dosta dağıttığımız kitapların geri kalanı hayırsız evlat gibi durur evimizde, işyerimizde, atsan atılmaz satsan satılmaz.
Böyle bir zamanda kitabı olmamak ayıptır. Şu facebooktaki paylaşımlarımızı toplasak en az bir kitaplık malzeme çıkar. Cüz’i bir fiyatla, fiyakalı bir kapakla koltuğumuzun altında. Nasıl olacağını anlatacağız, az sabredin.
Artık sağır sultan, bunak kral, eli sopalı cins cins, tür tür yöneticiler, köydeki çoban, Aysun Kayacı, öğretmen, öğrenci… Yeni bir döneme girdiğimizin farkında. Öyle bir dönem ki, çocuğun bezinden, en şık kostümlere, yazıp okumadan, talim ve terbiyeye, hatta düşünce hayatımızdan aşk hayatımıza kadar her şey değiştirecek bir devrim söz konusu. Bugün ciddi mevzular zannedip tartıştığımız konular, geleceğin komik anılarına dönüşecek. Yönetsel ceberrut hiyerarşiler önemini kaybedecek, karnivalesk toplum/topluluklar oluşacak.
Malum artık devrimler, değişimler gürültü patırtıyla, karmaşa ve kaosla değil, sessiz ve derinden geliyor.
İnsanoğlunun yerleşik hayat geçmesi, tarım yapmaya başlaması bir büyük değişim yarattı. Sanayi devrimi binlerce yılın alışkanlıklarını değiştirdi, yine sessiz sedasız. Ve bunlar tam da bizim dıgıdık devrimlerine methiyeler dizip ya da sövüp saydığımız, bunlar etrafında derin ilmi tartışmalar yaptığımız sırada oldu.
Artık zaman insanın büyük ölçüde geriye çekildiği ve meydanı teknolojiye bıraktığı bir dönemdeyiz.
Dijital Çağ…
Dijital Devrim…
Eski alışkanlıklarımızın yine radikal bir biçimde değişeceği yeni bir dönem!
Yapay Zeka…
Artık kitap, gazete gibi yazılı iletişim araçları eski öneminden oldukça uzakta. Halen olanlar ise elektronik postayı soğuk bulup, mektup yazma nostaljisini yasayanlardan ibaret. “Kitabı, dergisi, gazetesi olmak” Koreli askerin savaşın devam ettiğini sanarak saklanması gibi bir haleti ruhiye. PDF’ler hükümranlığı ilan edeli çok oldu ama baba mesleği diye kalaycılıkta ısrar edenler hâlâ var!
Bize çok uçuk gelebilir ama artık kimse kitabı alıp okuma zahmetine katlanmayacak.
Bir grup bilim insanı, düşüncelerimizi okuyup onları teker teker metne döken bir çeşit cihaz geliştirdiklerini açıkladı. Anlık olarak aklımızı okuyabilme yeteneğine sahip cihaz, tüm okuduklarını da anında metine çeviriyor.
Yeni süreci anlamakta zorlananlar ya da anlamamakta ısrar edenleri hayal kırıklıkları bekliyor, bizden söylemesi. Bunun adı nostaljik gelenekçilik. Aklı zihni, gönlü tarım toplumuna takılıp kalanlar için çok üzücü ve ürkütücü bir gelecek!
Tabii ki bu süreçte de pasif kalıp hem dijital devrimin enstrümanlarını kullanmaya ve batıya küfretmeye devam edeceğiz.
Az kalsın asıl diyeceklerimi unutacaktım. Yeni yöntemle dileyen herkes kitap sahibi olabilecek. Üstelik çocuk sahibi olmak kadar kolay!
Artık eskisi gibi yayınevlerine dosya gönderip araya tanıdıkları sokup kitap bastırma işi bitiyor. 1000-2000 kitap baskısı yok. Doğrudan yayıncılık. Dosyayı gönderiyorsun. Kitap editörler tarafından basılmaya karar verilince kitapevlerinin siparişleri doğrultusunda basılıyor. 20 isteniyorsa anında 20, 200 isteniyorsa 200 tane. Yani, usta bana yirmi kitap çek diyorsun, yirmi kitaplık ücret ödüyorsun. Düşük maliyet, yüksek prestij. Nasıl ama!
E içerik ne olacak? Dert ettiğiniz şeye bakın, sanki basılanlarla uzaya gittik, çip yaptık, ahlaklı olduk, adalet tesis ettik, eğitimi uçurduk.
Hasan BOYNUKARA
Heç valla. Kitapsız kimse kalmayacak. Zten kitaplı dinler kitapsızları muhatap ile almıyor. Bu nedenle bir an önce kitabını yayınla. 20 adet veya bin,yüz bin. Artık sevenlerinin ve aşiretinin sayısına bağlı.
Üstelik digital çağ gelip Elon Musk’ın firması dünyanın en büyük şirketi olmuş. Biz ya kitap yayınlamak, ya da gaza gelmek muradındayız.
Devrim dediğin Lenin’i bile mozolede unuttu. O halde bir grubub fanatiği olmak dururken, akıl bilim ve ahlak bize ne lazım? Ayakbağı.
Ustaaa! oradan yirmi kitap çek! Yeni talipler çıktı.