Konumuz Mizah Olursa…

Zaman zaman mizah yazarlığı üzerine konuşma yapmak için davet edilirim. Konuşmamda konunun tam anlaşılması için hikâyelere ve sınıflandırmaya ağırlık veririm. Geçen bir yazarlık atölyesinde mizah konusunu anlatmam istendi. İki saatlik bir konuşma yaptım. Mizah konusunu sınıflandırarak üçlemeler şeklinde anlattım ve detaylandırdım.  Mizaha ilgi duyanlar için özet olarak bu üçlemeleri paylaşıyorum.

Mizahı açıklayan üç kuram vardır:

1-Üstünlük kuramı. Kötü niyet, düşmanlık, alaycılık, aşağılama gibi kavramlar üstünlük teorisinde yer almaktadır. Aristo ve Platon bu nedenle mizahı tasvip etmemişler, ahlaki bulmamışlardır. Başkalarının gülünç durumu karşısında birdenbire duyulan gurura kapılmak olarak görülmüştür.

2-Uyumsuzluk kuramı: 1-Beklentilerle gerçekleşen arasındaki uyumsuzluktan oluşur. Kant ve Schopenhauer ileri sürmüştür. Bu kuramda mizahın bilişsel ve sosyal yönü öne çıkar.

3-Rahatlama kuramı: Hayat çeşitli vesilelerle baskı ve gerginlik içindedir. Mizah rahatlama sağlar. Mizahın fizyolojik yönüne işaret eder. Kişide rahatlama ve memnuniyet oluşturur.

Hayatımıza mizahı üç şekilde katabiliriz:

1-Mizah ürünlerini tüketerek. Mizah kitapları, dergileri okuyabiliriz. Stand-up gösterileri izleyebiliriz. Komedi film ve tiyatrolarına gidebiliriz.

2-Hayatın içinden mizahı yakalamak. Mark Twain “Cennet mizah yoktur” der. Yani eksiklik, aksaklık ve kusurların olduğu her yerde mizah vardır. İyi bir gözlem yaptığımızda bulunduğumuz ortamdaki komediyi, mizahı yakalarız.

3-Mizahı üreterek: Zihnin birbiriyle uyuşmaz şeyleri bir araya getirerek mizah üretebilir. Hayatta gülmek varsa onun hammaddesi mizah da vardır.

Mizah için üç unsur gereklidir:

1-Zekâ: Mizahın üreticisinin de tüketicisinin de zeki olması gerekir. Çünkü her mizahın içinde bir bilmece ve bulmaca vardır. Zeki insanlar o bilmeceyi ya da bulmacayı çözerek mizahı anlarlar.

2-Mizah tekniği. Mizah tekniğini bilirseniz mizah üretebilirsiniz. Bunun abartı, taklit, kinaye, beklentiyi boşa çıkarmak ve zihni ters köşeye yatırmak gibi çeşitli yolları vardır.

3-Kültür, bilgi: Mizah çeşitli bilgiye ve kültüre gönderme yaparak gülmeyi sağlar. Eğer gönderme yapılan konuda bir bilginiz yoksa mizahı anlayamazsınız.

Şu üç alanda mizah yapılması doğru değildir:

1-Kişinin özeline, ailesi ya da mahrem alanına ilişkin.

2-Kişinin özrüne. Yani kişi kendi elinde olmayan nedenlerle engelli olabilir. Görme engelli, ortopedik engelli, işitme engelli, zihinsel engelli. Kişinin değiştiremeyeceği şeyler.

3-Kişinin kutsallarını mizah konusu yapmak doğru değildir. Kişi kutsallığına inandığı şeylerin hafife alınmasını kabul edemez.

Bir şeyi mizaha dönüştürmek için üç soru sorabiliriz:

1-Bunun neresi komik? Beyin bizim verdiğimiz komutlara göre çalışır. Bu soru karşısında komik, absürt, mizahi bir bakış açısıyla nesneye, olaya kişiye yaklaşır.

2-Bu olay Nasreddin Hoca’nın, Cem Yılmaz’ın başına gelseydi, bundan nasıl bir mizah üretirdi şeklinde mizah kahramanlarının bakış açısıyla bakmak.

3-Bu neye benziyor: Benzeyen ve benzetilen arasında her zaman bir uyumsuzluk vardır. Hatta bir Alman Atasözü “Her benzetme yanlıştır” der. Bu bakımdan benzetmeyle ilginç mizahi çıkarımlar yapabiliriz.

Durdu GÜNEŞ

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir