Öğretmenim, Süper Kahramanım!…

Şöyle dönüp bakınca rahatlıkla söylüyorum ki, evet tuhaf bi çocukluk yaşadım. Epeyce haylaz, yaşıtlarının çevresinde pek istenmeyen, bilmem kaç yaşına kadar altını ıslatan, mahalledeki tüm kedilerle köpeklerle çeteler kuran, bir başına dere tepe dolaşan, inin cinin bile üşendiği izbelerde top oynayan, günde beş vakit hayal kuran bir çocuk oldum.

O sıralar tüm yaşıtlarımın hayran olduğu süper kahramanlar vardı. Benim de vardı elbette! Ama o kahramanların hiç birine öğretmenlerime duyduğum kadar hayranlık duyamadım. Hayran olmamak elde diil ki! Düşünsenize; mahalle maçlarında yedek kulübesine bile dâhil edilmeyen, erik ağacı operasyonlarında bahçe sahibine kurban olarak sunulan, “off ya bunu kim çağırdı buraya”, “yine geldi dış kapının mandalı!”…vb temalı olan, gündüzleri kendi ağlayıp geceleri çarşafları ağlatan, sosyal hayata bir türlü tutunamayan bir çocuğu alıcak ve ona, derdini ifade etmeyi, kendine güvenmeyi, kendi potansiyelini keşfetmeyi, mücadele etmeyi, özgüveni, bir grubun içinde kendi gibi var olabilmeyi ve en önemlisi sevmeyi, paylaşmayı öğreticeksiniz! İşte bunu hiç bir sahte süper kahraman beceremez!

Evet, belki de hayata dair en büyük şansım olağanüstü süper güçleri olan öğretmenlere rastlamak oldu. Hayatım boyunca rastladığım bu gerçek süper kahramanların hürmetle ellerinden öperim.

••••••

Bugün 24 Kasım, tüm Tv kanallarında öğretmenlere övgüler dizilmekte… Yarın aynı kapitalist sistem, ahmakça bir TV dizisinde yine komik olmak adına, budalalıktan prim yapan bir ekran soytarısına, ne yaptığını bilmeyen, iki lafı bir araya getiremeyen zavallı bir öğretmen tiplemesini oynatacaktır. İşte buna müsaade etmeyin! Eğer şu ekranlarda gördüğünüz tiplemeler gibi budala bir nesil istemiyorsanız, bu mesleğin itibarını ayaklar altına sermeyin.

Özer BİLGİÇ

1 Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir