Her nefeste tükeniyoruz, hiçbir şey kalmıyor yitip giden günlere. Bir bir çekip alıyor hepimizi, hepimizin içinden kaybettiğimizi, kaybolan insanlığımızı, vicdanımızı… Katran karasını hakikat sandığımız bu dünyada biri biterken diğeri başlayan amansız vurgunlara hazırlanıyoruz. Dost belli değil, düşman belli değil. Halbuki aynı ateşin yaktığı, aynı ağıtların söylendiği aynı virane evlerden geliyoruz hepimiz. Gözlerimizin ırmağı yatağında hiç kurumuyor artık, her çığlık, kuytuluğunda ecelsiz ve kefensiz mezar oluyor bize. Sessiz bir haykırışla karanlığa gülümserken, herşey hüzün çemberinde dert oyası.
Masumiyetimize ateş edilirken kalleş pusularda, depreşen yüreğimizde nice kapanmış kurşun yaraları hâlâ acıtıyor ince bir sızıyla. Apansız karanlık konuk eder bizi yalnızlığımızda, göğsümüze bir hançer gibi iner çaresizliğimiz kör zamanların dipsiz kuyularında. Dilsiz sağır duvarlara anlatırız su yeşili akan yüreğimizde dağladığımız acılarımızı.Ve ben artık çaresizliğimdeki öfkelerimle bende değilim dersin. Vicdan diye bir dost eli vardı mayınlı yollarda, artık kimseler de kalmadı oralarda. Ve bir solukta ararsın kendi vicdanını darağacında, yaşayıp yaşamamak derken. “Ayağımı vursam kader senden kurtulacağım, vurmasam kendimden olacağım” dersin. Yükün ağır olsa da yine bir mızrak boyu umutsuzluğun çarmıhında, ölüm durmadan tazelese de ecelimi,“ben bu gamı taşırım boy atan şıvgınlarla, hayat!”, “Sen var git yoluna utanmaz acımasızlığın la” dersin.
Varsın gözlerim uzaktan baksın insanlığa, neşterler gömülsün yüreğime, ellemesinler kendi başıma çaresizliğimi. Bakışlarımda köprüledim uçurumları acımasız hayata, bir aydınlığa tutunuşa. Ve yeni güne doğan güneşle yeniden kor ateşle dağladım kapanmayacak yaralarımı acımasızlığa. Gam, keder ve gözyaşlarımızla yeniden tutuşturacağız varlığına alıştığımız vicdan meşalelerini ve aydınlatacağız ay karanlık geceleri! Ve cefaya gönül koyup, hep hatırlayacağız, kalkmak için bize el uzatanları ve ömrümüzden ömür alanları.
Rahmi KIZILTOPRAK

Son Yorumlar