Şaire Mektup-I

Kalemin yazmıyor mu? Neden sustun gene… Her susuşunda, yürekler parçalanır, kıyametler kopar…
Dargın yazıyor kalemin
Şehrin geceleri uyutmasın gözlerini
Sisli bir duman çöküyor üstüne
Şiirler kafiyesiz sözcüklerde…
Feryadın doruğuna çıkıyor acılar, gözyaşlarım yağmur gibi iniyor toprağa, uğursuz baykuşlar konmuş şehrimize…
Kelimelerin diyar-ı sürgüne hicret ediyor. Bürünmüşsün geceye, karanlığı yorgan yapıp örtmüşsün üstüne…
Yitirdin mi yitik sevdalarda sözlerini? Kapat gözlerini ey Şair, görmesin gözlerin bugünü. Sen ağlamamalıydın. Sen ağladığında dünya ağlıyor…

Kalemine çığlıklarımı katıyorum, yazıyor musun giden yolcuları?
Bir şair ölüyor, bir şehir kapanıyor, metropollerin sokaklarından siliniyor şiirler…
Bir gidişin vardı sessiz
Bir gidişin vardı dargın
Bir gidişin vardı âlem ağlardı…
Bilmem kaç kez yargılandım kaleminde, kaç kez suçlandım yazılarında…
Sana güllerden nağmeler besteleyerek seslenmek isterdim, ama olmadı. Hüznümü yüreğime basıp bu diyardan giderken gönderiyorum mektubumu…
Özgürlüğümüzü kuşların kanatlarına yazarak, namlunun ucundan çıkan kurşun izleri kaldırımlarda yağmalanmış tarihimizin sayfasına girerken, dudak bükmüş çocuğun küskün bakışlarına nasıl anlatılacak kırılmış kalemin öyküsü…
Dostum, sevdiğim sana sitemli yazılar yazmıyorum, adın çekiliyor gökkuşağından, isimsiz izler kaydediliyor taşlara…
Şafaklarda kurulan sehpaların ipleri çekildi, Hubeyb misali atılsın kahkahalar…
Hep ağlayan yüreklere bıraktın mısralarını, birde taşlaşmış yürekleri eritsin kalemin…
Adında saklıydı gizli duygular, ne zaman açtıysan yüreğini kor ateşlere bıraktın sözlerini. Başımda kaygılar, yürekler naçar…
Yusuflaşır kalemin, Yakup olur gözlerin…
Çağır ey Şair Yusuf’un gömleğini, ağlasın Yakuplar,
Çağır ey Şair İbrahim’i, korksun ateşler,
Çağır ey Şair güneşi, tutuşsun Yunuslar…
İstersen ressam çizsin resmini hüzünlü yüzlere, bulutlara seslen bu defa, gerekirse kır kalemini Şairim, ağlasın sana matem tutan turnalar…
Gittiğin yerde sana gül olacaksa ateşler, durma git, bende kırıyorum kalemimi…
“Doğururken ölen ana
Söylerken ağlayan şairin” kitabı tutuştu
Ölmek kolaydı belki ama yoktu öyle ucuz ölmek. Yazmalıydık gökyüzüne şarkımızı…
Yaralı açtıysa çiçekler, suçlusu ben miyim? Kalemin yazmıyorsa umut sözcüklerini, yaşat bir ömür boyu acılarını…
Sana yöneliyorsa vefasız yollar, atma kalemini Şairim, varsın hücrelerde yazılsın bahtın.
Varsın sokaklarda titresin şehrâyinler
Varsın ağlasın şiirler…
Ötelerin özlemini taşıyan ey Şair, ilan-ı aşk verdik, hazır mısın yazmaya, solgun yüreğimizi. Belki zamansız oldu, yine de yaz pusuya düşmüş rüyalarımızı…
Gül-ü zar, Ahu zar, Gül-ü ranaydın sevdalarda…

Hatice Kılıç ÇETİN

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir