Salıncak

Bir Salıncakta Salınıyor; Binlerce “Ah!”.
Yerini Bulmamış Kanatlarıyla Uçuyor Yıllar.
Kırılan Aynalar Dökülüyor Avuçlarına.
Gitmeyle Kalmak
Hep Cenk Ediyor Uzaklarda.
Bir Salıncak Arafta,
Sözcükler Susuyor Dudaklara.
Ne Gitmek Ne Kalmak,
Hem Gitmek Hem Kalmak Arzusuyla.
Bir Salıncakta Keskin Bıçak Gibi Salınıyor;
Gelişi
Kıpkırmızı Kan Döker Elbiseye
Gidişi
Kapkara Bir Yazgı Çeker Hayallere.
Bir de Keskin Bir Bıçak Gibi Salınıyor Salıncakta;
Gözleri Masalların Hasretiyle Bilenmiş.
Ellerine Kırlangıçlar Çok Geç Vakit Gelmiş.
Salıncakta Rüzgar, Şarkısını Söylermiş.
Bir Salıncak Salınıyor Boşlukta;
Kimse Yakalayamaz,
Tam da Yakaladım Derken.
Hani Koklarken Güller Solar Erken;
Tam da Göğsümde Tutayım Derken.
Hani Hüzünlü Bir Şarkıyı Dinlerken;
Tam da Ruhumla Yakalayayım Derken.
Hani Rüzgara Acıyı Salarken;
Tam da Kalbimle Saklayayım Derken.
Hani Kurşun Gibi Gözler Delerken;
Tam da Paramparça Bütün Kalayım Derken.
Bir Salıncak Salınıyor;
Keskin Bir Bıçak Gibi,
Bir Salıncakta Sallanıyor;
Keskin Bir Bıçak Gibi;
Kanatıyor Her Gidişi,
Kesip Deliyor Her Gelişi Uçurum Kanatları,
Neştere Benziyor
Salıncak Sallanıyor…
Servet KIZILAY

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir