İnternette renk körü insanların gözlük takıp bütün renkleri gördüğü anların videoları var. Çok duygusal anlar yaşıyorlar o insanlar. A, dünyayı böyle mi görüyorsunuz diye şaşırıyorlar evvela bir iki saniye sonra bu yoğun güzelliğe maruz kalmanın etkisiyle duygulanıyorlar ve ağlıyorlar istemsizce. Bir anda bu kadar değişime dayanamayan beyin çıldırıyor muhtemelen, duygusal olarak boşaltıyor kendini ağlıyorlar…
Bugün Türkiye’deki insanların kahir ekseriyeti tek renk görüyor. Bazısı islamcı, bazısı milliyetçi, kürtçü, türkçü bakıyor her şeye, ama her şeye.
En çok öğrencilerde görüyorum bu tekilliği. Her şeyiyle kodlanmış geliyorlar karşıma. İslam nedir diye soruyorum, hemen cevap veriyorlar, değildir diyorum, savunamıyorlar. Biraz önce tamamen emin oldukları şeyden bir anda vazgeçiyorlar. Çünkü kendilerine söylenenlere itiraz etmemişler daha önceden. Zihinlerindeki bütün kavramlar ezbere kodlanmış. Niye diye sormamışlar kimseye. Babaları, öğretmenleri hep ezberletmiş, öğretmemiş. Bu böyledir bitti.
Bilmiyorlar çünkü öğretilmemiş. Sormaya teşvik edilmemiş. Sorulunca ya reddedilmiş ya susturulmuş, korkutulmuş. Şüphe etmeleri günah, küfür belletilmiş. Öğretmenin de işine gelmiş belli ki, bakmış ki ben ne dersem kabul ediyorlar, sormuyorlar, sorgulamıyorlar, üstüne bir de yazılı da sorunca puan da alıyorlar işimiz görüldü tamam.
İnsan olmanın tadını almamış, hayatın renklerinden mahrum bir kitlemiz var. Partizan, dinci, gözünü para bürümüş ilanihaye. Şöyle bütün renkleri bir an görebilse insanlar önce şaşıracaklar, sonra geçmiş hayatlarına pişman olup ağlayacaklar. Buna eminim.
İdeoloji ve dinin kurumsal sınırlamalarından bir anlık dahi olsa kurtulabilse insanlar… Her şey güzel olmayacak belki ama kesinlikle bugünden daha güzel olacak.
Ahmet BAYRAKTAR

Din adına bir kısım insanı yaftalayan, iftira atan, hakaret hatta tekfir edenlerin niyrt ve amaçları, müridleri tarafından sorgulanmadığı sürece bu renk körlüğü devam eder.