Gücünü yaralarından almış kadınlar, kalabalıklarla aralarına her ne kadar duvar örmüş gibi görünseler de; yaşanmışlıkları ve deneyimleri neticesinde oluşturdukları kendi alanlarında olabildiğince mutludurlar.
Onları aldıkları her nefes için dua ederken, bir balkon çiçeğiyle konuşurken, dalda bir serçeyle şarkı söylerken, yüzünde oynaşan yağmur damlasına şiirler yazarken gariban bir çocuğun göz yaşlarına ortak olurken göremezsiniz.
Dışardan baktıklarında bu “an”ların insan hayatında son derece önemli olduğunun henüz farkına varamamışların, ölümünün soğuk yüzüyle defalarca burun buruna gelmiş bu insanlara haksızlık ederek, onların tecrübeleri dahilinde belirlemiş oldukları bu “yaşam tarzı”nı gizlilik olarak adlandırmaları yadsınamaz bir sığlıktır.
Pencerelerini gökyüzüne açmayı başarıp son derece yanıltıcı ve tehlikeli bu yüzeyselliğin pençelerinden kurtulduklarında anlayacaklar ki, bu durum gizlilik değil, ÖZGÜRLÜKTÜR.
Acı dolu günleri sabırla sindirenlerin, güzelliklere olan inancını kaybetmeyenlerin, her “an”ın bir mutluluk olduğuna inananların, kendilerine ait olan dünyalarına sahip çıkabilme özgürlüğü!
Kimilerine göre kapalı kapılar ardında yaşanılan bir gizlilik olarak düşünülse de, aslında bu tam olarak mahremiyeti, özel hayattır.
Boş kalabalıklar!
Haberdar olun!
Siz hayatınızın rutini bellediğiniz varsayımsal dedikodularla uğraşıyorken, zaman sizden de çalıyor. Zaman akıp gidiyor.
Bilmelisiniz ki, her “an”ı lütuf olan hayat sadece özgür kadınlara gülümsüyor…
Cesaret edin!
Göze alın!
Özgür olun!
Ülkü OLCAY
Son Yorumlar