Platon’dan Chomsky’e: Bilgi ve Farkındalık Arasındaki Uçurum

Noam Chomsky’nin şu çarpıcı tespiti, modern toplumun gerçeklik algısını gözler önüne seriyor: “Toplumun genelinin etrafta neler döndüğünden haberi yoktur, hatta haberi olmadığının dahi farkında değildir.” Bu ifade, bireylerin yalnızca yüzeysel bilgilerle tatmin olduğu, daha derin süreçlere ulaşma cesaretini ve becerisini göstermediği bir toplumu betimliyor. Chomsky, bireylerin yalnızca bilgi sahibi olmasının yeterli olmadığını, bilginin arkasındaki yapıları ve niyetleri anlamak için daha yüksek bir farkındalık geliştirmesi gerektiğini savunur. İşte bu farkındalık eksikliği, bireysel ve toplumsal bilinç devrimine duyulan ihtiyacın altını çizer.

Chomsky’nin bu görüşü, Platon’un meşhur mağara alegorisiyle güçlü bir paralellik taşır. Platon, mağarada zincirlenmiş insanların yalnızca duvara yansıyan gölgeleri gerçeklik olarak kabul ettiklerini ve hakikati kavrayamadıklarını anlatır. Mağaradakiler gibi, modern birey de kendisine sunulan yanılsamalarla yetinir; medyanın, eğitimin ve politik yapıların dayattığı gölgeler dünyasında hakikate ulaşma çabasından uzak bir yaşam sürer. Bu durum, yalnızca bilgiye ulaşmakla değil, bilginin niteliğini sorgulamak ve onun ötesine geçmekle mümkün olan bir farkındalık devriminin gerekliliğini ortaya koyar.

Bilgi ve Farkındalık: Ayrımın Gücü

Bilgi, yalnızca bir enformasyon yığınıdır; farkındalık ise bu bilginin arkasındaki gerçekliği sorgulama yeteneğidir. Modern çağda bilgiye ulaşmak her zamankinden daha kolay olsa da bu durum bireylerin daha bilinçli olduğu anlamına gelmez. Sosyal medya algoritmaları, kitlesel manipülasyon araçları ve bilgi bombardımanı, bireyin bilgiyle arasındaki bağı zayıflatır. İnsanlar artık hangi bilginin doğru, hangisinin yanıltıcı olduğunu ayırt etmekte zorlanır.

Platon’un mağarasından çıkmak cesaret gerektirir; çünkü gerçeği görmeye başladığınızda, bu gerçekle yüzleşmek hem bireysel hem de toplumsal sorumluluklar getirir. Farkındalık kazanmak, yalnızca bilmekle sınırlı kalmamak, aynı zamanda bilmediğini bilme erdemine ulaşmaktır. Bu erdem, bireyin eleştirel düşünceyle kendisini ve çevresini sorgulamasını sağlar.

Modern Dünyanın Gölgeleri

Bugün bireylerin farkındalığını engelleyen birçok modern “gölge” mevcuttur. Sosyal medya, bireyin algısını şekillendirirken çoğu zaman hakikati manipüle eder. Medyanın sunduğu basitleştirilmiş gerçeklik, insanların karmaşık sorunları sorgulama yeteneğini köreltir. Örneğin, komplo teorilerinin yaygınlaşması, bireylerin hakikate ulaşma çabasını engelleyerek yanıltıcı bir bilgi ağı oluşturur.

Eğitim sistemleri dahi bireylerin farkındalığını artırmaktan çok, onları ezberci bir bilgi anlayışına yönlendirir. Bu durumda, bireyler yalnızca “bilen” varlıklar haline gelir, ancak bu bilgiye dair derin bir bilinç geliştiremez. Chomsky’nin eleştirisi, bu sığ bilgi anlayışına karşı bir uyarıdır: Bilgi, ancak farkındalıkla anlam kazanır.

Toplumsal Uyanış: Farkındalığın Gücü

Farkındalık, bireysel bir uyanış olduğu kadar, toplumsal dönüşümün de anahtarıdır. Birey, farkındalık kazandığında çevresindeki yapıların, politik düzenlerin ve sosyal dinamiklerin nasıl işlediğini sorgulamaya başlar. Ancak bu süreç, çoğu zaman rahatsız edicidir; çünkü hakikati görmek, insanı değişim için bir adım atmaya zorlar.

Bu noktada, toplumsal farkındalık hareketlerinin bireysel sorumluluklardan doğduğu unutulmamalıdır. Medyanın, eğitimin ve siyasetin birey üzerindeki etkisini fark eden kişi, bu yapıların değişiminde bir katalizör rolü oynar. Ancak bu değişim sancılıdır; çünkü farkındalık, kişinin kendisiyle ve çevresiyle yüzleşmesini gerektirir.

Bilinç Devrimi: Bir Başlangıç

Chomsky’nin eleştirisi, farkındalığın pasif bir süreç değil, aktif bir mücadele olduğunu hatırlatır. Bireyler, kendilerine sunulan bilgiyi sorgulamadıkları sürece, yanılsamalar dünyasında yaşamaya devam edeceklerdir. Farkındalık devrimi, bireylerin bilmediklerini kabul etmesi ve bu bilinçle hakikate doğru bir yolculuğa çıkmasıyla başlar.

Sonuç olarak, Platon’un mağarasından çıkmak, yalnızca bireysel bir kurtuluş değil, toplumsal bir devrimin de başlangıcıdır. Chomsky’nin sözleri, modern bireyin kendisini sorgulamasını ve farkındalığın gücünü keşfetmesini ister. Bu devrim, bilgiye ulaşmaktan öte, bilgiyi anlamak, sorgulamak ve onun ötesine geçmekle mümkündür.

Siyamettin ŞENTÜRK

One Comment

  1. Mesut ÖZÜNLÜ Reply

    Siyamettin Hocam, tebrik ediyorum. Yazınızı ilgiyle okudum. Bilginin bir adım gerisinde duran; ancak eşyayı, olay ve olguları kendine mahsus bir hakikat dokusuyla anlamlandıran, dahası beşerî duyargalarımızı şuur, ruh ve mana ile biçimlendiren “Bilinç” ve “farkındalığa” ilişkin tanımlamalarınız ziyadesiyle aydınlatıcı, uyarıcı ve donatıcı idi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir