güz biteği türkülerdi ah benim ana yurdum
avazı bülbül olan iyimser şarkılardı
radyoda yurttan sesler köye haber bülteni
bahçede gerinirken birkaç akşamsefası
pencerede işmarda al fistan camgüzeli
annem nazlı bir nehirdi salınan sofalarda
yalnız ezan sesinde bir aralık eyleşir
tekmil lavanta kokan o sırlı odalarda
ne şarkılar çalınır ne meseller söyleşir
hep bir vuslata gebe büyülü vedalarda
kör lambalarda kaldı ah annemin göz nuru
mintan yamalarına gömülen çocukluğum
elinde iğne iplik dilinde nice cenkler
el hayber kalesi’nin geçit vermeyen suru
ali’nin düldül’üne vız gelir tırıs gider
ve bir gün esiverdi ah o rüzgâr ki meş’um
savruluverdi düşler sona erdi o tılsım
değişiverdi makam hüzün çaldı şarkılar
önce anneler gitti bilinmez bir âleme
sonra şarkısı sustu içimdeki çocuğun…
Mehmet BİNBOĞA
YASENYA’dan…

Son Yorumlar