Dil, milletlerin en önemli kültürel değeridir. Anadiline sahip çıkmayan ya da çıkamayan uygarlıklar zamanla tarih sahnesinden silinmiştir. Yaklaşık bir yıl önce 2025 yılının başlarında sosyal medyada bir video karşımıza çıktı. Tebriz’de bir alışveriş merkezinde Türk balaları kendi anadillerinde Azerbaycan Türkçesiyle türkü okuyorlardı. Bu aslında çok etkileyici bir görüntüydü. Meğer her yıl “Anadil Günü Kutlaması” adı altında törenler yapılırmış. Prof. Dr. İlber ORTAYLI hocamız Azerbaycan Türkçesi için şöyle bir ifade kullanmıştır: “Azerbaycan Türkçesini neden severiz? Çünkü bizim dilimizin gençliğidir. Herkes gençliğini sever.” İşte bu güzel dilin korunması için mücadele veren bu çocukların emekleri çok kutsaldır. Ünlü yazar Samed BEHRENGİ, bu dil unutulmasın diye köy köy gezer ve bu bilincin kökleşmesi için mücadele verirmiş. Görünen o ki onun bu kutlu mücadelesi günümüzde amacına ulaşmıştır. Bugün Tebriz’de, Erdebil’de, Urmiye’de ve diğer Türk illerinde kulağa çok hoş gelen bir Türkçe konuşulur. Yazılan şiirlerde, okunan türkülerde dilin önemi açık bir şekilde hissedilir. İran’ın Azerbaycan bölgesinde yediden yetmişe herkes tarafından bilinen bir şiirin sözleri şöyledir:
Azerbaycan menim ilim
Azerbaycan menim dilim
Doğransa da dilim dilim
Başka dile çönen değil
Hem Araz’am hem de Kür’em
Ahıp Hazar’a tökülem
Dilim ölse men de öllem
Anadilim ölen değil
Biz Türkler olarak İran coğrafyasını yaklaşık bin yıl yönettik. Safeviler, Kacarlar, Avşarlar adında devletler kurduk ama 1900’lü yıllarda Farslar ülkeyi yönetmeye başladılar. Özellikle Şahlıkla yönettikleri dönemlerde Türk Dilini unutturmak için büyük baskılar yaptılar. Muhammed Hüseyin Şehriyar gibi bilinçli şairler, Türkçe şiirler yazıp dergilerde yayımlayarak anadilimizi koruma noktasında mücadele verdiler. Bu tarihlerde Araz’ın diğer tarafı yani bugünkü Azerbaycan da, Sovyetler Birliği’ne bağlı bir cumhuriyetti. Komünist rejim Türk diline adeta savaş açmıştı. Türkçeyi, sosyalist rejime karşı düşman ilan etmişti. Binlerce Azerbaycanlı aydın, sırf Türkçe konuşup yazdıkları için kurşuna dizilerek canice katledilmişlerdi. Rusça zorunluluğu getirilen eğitim sistemiyle bir millete dili unutturulmaya çalışılmıştı. Ancak, orada da bilinçli Türk aydınları bu asimilasyona karşı mücadele vermiştir. Bahtiyar VAHAPZADE’nin “Anadilim” şiiri buna verilebilecek en güzel örneklerden biridir. Türkçenin unutulmaması için yazdığı şiirin sözleri şöyledir:
Dil açanda ilk defa ‘ana’ söylerik biz
‘Ana dili’ adlanır bizim ilk dersliyimiz
İlk mahnımız laylanı anamız öz südüyle
İçirir ruhumuza bu dilde gile-gile.
Bu dil – bizim ruhumuz, eşgimiz, canımızdır,
Bu dil – birbirimizle ehdi-peymanımızdır.
Bu dil – tanıtmış bize bu dünyada her şeyi
Bu dil – ecdadımızın bize goyup getdiyi
En gıymetli mirasdır, onu gözlerimiz tek
Goruyub, nesillere biz de hediyye verek.
Bizim uca dağların sonsuz ezemetinden,
Yatağına sığmayan çayların hiddetinden,
Bu torpağdan, bu yerden,
Elin bağrından gopan yanığlı neğmelerden,
Güllerin renglerinden, çiçeklerin iyinden,
Mil düzünün, Muğanın sonsuz genişliyinden,
Ağ saçlı babaların aglından, kâmalından,
Düşmen üstüne cuman o gıratın nalından
Gopan sesden yarandın.
Sen halgımın aldığı ilk nefesden yarandın.
Ana dilim, sendedir halgın aglı, hikmeti,
Ereb oğlu Mecnunun derdi sende dil açmış.
Üreklere yol açan Füzuli’nin seneti,
Ey dilim, gudretinle dünyalara yol açmış.
Sende menim halgımın gahramanlığla dolu
Tarihi verağlanır.
Sende neçe min illik menim medeniyyetim
Şan-şöhretim sahlanır.
Menim adım, sanımsan,
Namusum, vicdanımsan!
Milletlere halglara halgımızın adından
Mehebbet destanları yaradıldı bu dilde.
Bu dil – tanıtmış bize bu dünyada her şeyi
Bu dil – ecdadımızın bize goyup getdiyi
En gıymetli mirasdır, onu gözlerimiz tek
Goruyub, nesillere biz de hediyye verek.
Her iki ülkede de Türkçe üzerinde oynanan oyunlar boşa çıkmıştır. Diline adeta âşık olan bu asil millet, onu gözü gibi korumuştur. Yine aynı dönemde dil ile ilgili yazılan bir şiir, ünlü bestekar Emin SABİTOĞLU tarafından bestelenmiş ve bu şekilde çok geniş kitlelere ulaşmıştır. Bir Kerkük Bayatısı olan bu şiirin adı “Şirin Dil”dir. Azerbaycan’da birçok sanatçı tarafından seslendirilmiş ve çok sevilmiştir. Türkiye’de de Neşe KARABÖCEK gayet etkileyici bir şekilde 1982 yılında “Yedi Renk” adlı albümünde “Şirin Dil” şiirini yorumlamış ve bu şarkı ülkemizde 50 yıla yakın bir süredir sevilerek dinlenmektedir. Bu şiirinde Anadile övgüler dizen şair, onu adeta kutsamıştır. Şiirin sözleri şöyledir:
Şirin dil, şirin dil,
Albağını şirin dil.
Ne deyirse yâd desin,
Öz dilimdir şirin dil.
Şirin dil, şirin dil,
Anâ dili şirin dil.
Hem tâbibdir hem melhem,
Şirin soxbet şirin dil.
Şirin düşer,
Zülf üze şirin düşer;
Ferhâd kaya çarpanda
Yâdına Şirin düşer.
Şirin düşer,
Zülf üze şirin düşer;
Ferhâd kaya çarpanda
Yâdına Şirin düşer.
Dilimdir, dilimdir,
Alma dilim dilimdir;
Meni hoşbaxt eyleyen,
Öz sevimli dilimdir.
Binlerce yıllık tarihi ile Türk dili, milli kültürümüzün ortak ifade aracıdır ve kutsal bir mirastır. Karamanoğlu Mehmet Bey’in 13 Mayıs 1277 tarihindeki “Şimden gerü hiç kimesne kapuda ve divanda ve mecalis ve seyranda Türki dilinden gayrı dil söylemeyeler” fermanı Türkçenin devlet dili olması, gelişmesi ve gelecek nesillere nakledilebilmesinde önemli bir yer teşkil etmektedir. Bu fermanın yıldönümü Türkiye de “Dil Bayramı” olarak kutlanmaktadır. Buradan da çok net anlaşılıyor ki bu güzel dil için verilen mücadele yeni değildir. Karamanoğlu Mehmet Bey’in 748 yıl önce başlattığı Türk dilini koruma isteği o günden günümüze bu milletin en temel dinamiklerinden biri olmuştur. Kimi zaman bir bayatı da kimi zaman bir şarkıda kimi zaman da bir destanda anadil konusu işlenmiş ve toplum bu yönde hep bilinçlendirilmeye çalışılmıştır. Kerkük’te yazılan bir şiir Bakü’de kulaklara hoş gelen ışıltılı bir melodiye dönüşmüştür. Öyle bir melodidir ki bu binlerce yıllık kültürü içinde gizlemiştir. Şirin şirin çalınan ezgiler, söylenen büyülü sözler gönülleri ferahlatmıştır. Metehan’ın, Attila’nın, Babek’in, Atatürk’ün ordusunun dili korunmuştur. Anneler çocuklarına bu şirin dille laylaylar okumuş, aşık sazına, bu şirin dille eşlik etmiştir. Sevgiliye şiirler Türkçe yazılmıştır. Bu şirin dil, Türk milletinin hem tabibi hem de merhemi olmuştur. Büyük şair Fazıl Hüsnü DAĞLARCA’nın deyişiyle “Türkçe, bizim ses bayrağımızdır”…
Tuğşad Ata TÜRKMEN

Son Yorumlar