Azerbaycan Edebiyatında Marş Türünün Gelişim Özellikleri

Batı kökenli marş türü, 20. yüzyılın başlarında edebiyatımıza girmeyi başardı. Senkretik bir tür olarak marştan bahsettiğimizde marş iki şekilde dikkatimizi çeker: bir şiir ve müzik türü olarak. Bir tür olarak edebiyatta yeri olan marşın toplumda bir müzik türü olarak sunulduğu açıktır. Marşın 4/4 (nadiren 2/4 veya 6/8) hücrede kesin ritmi olan bir müzik türü olarak sunulduğu yadsınamaz bir gerçektir. Bir müzik türü olarak yürürken, savaş alanında savaşan insanların hareketlerini senkronize etmek için yürüyüşler yaratma ihtiyacını ve arzusunu gösteren insanların hareketlerini, toplu yürüyüşleri senkronize etmeye hizmet eder. Halkın mücadeleci ruhunu yansıtan marş, müzikal ve edebi bir tür olarak aynı amaca hizmet etmektedir.

Marşın bir müzik türü olması, bu tür eserlerde çok çeşitli tekrarlara yol açmaktadır. Marşın özelliklerinden biri, sanatsal bir ifade aracı olarak tekrarın tercih edilmesidir. Tekrar, aynı ve kafiyeli kelimelerin mantıksal vurgusunu güçlendirmek, fikri güçlendirmek, duygusal etkiyi ve ahengi artırmak için şiirdeki kelime ve deyimlerin tekrarıdır. Marşlarda anaphora ve epiphora gibi tekrarların kullanıldığını görüyoruz. Marşlarda tekrarların kullanılması, şenlikli bir ruh hali yaratmaya hizmet eder. Örneğin, sözleri ve müziği Üzeyir Hacıbeyov’a ait olan “Milli marş” veya “Azerbaycan Milli Marşı” (1917)’nda tekrar dönemi kullanılmıştır:

Giriniz meydana sanki şir,
Elinizde kılıcla tir,
Dilinizde olsun bu zikr,
Ya allah, Ya allah, Ya allah.

(Giriniz meydana sanki şir,
Əlinizdə şəmşir ilə tir,
Dilinizdə olsun bu zikr,

Ya allah, Ya allah, Ya allah.)

“Ya Allah, Ya Allah, Ya Allah” kelimelerinin yan yana kullanılması bir epifora olarak dikkat çekmektedir. Üzeyir Hacıbeyov‘un “Milli mars” ya da “Azerbaycan milli marşı”nın 1920 Nisan olaylarından sonra yasaklandığını belirtmek gerekir. Marşın sözleri, tarihi unutmadan milli birlik ve mücadeleye çağrılarıyla dikkat çekiyor. Böylece, “marşlar, savaşan ordu personelinin ruhunun oluşumunu ve askerin psikolojisini etkileyerek ihtişamını ve mucizevi gücünü korudu.” (Hüseynov, 2017, s.6)

Marş, bir şiir örneği ve bir müzik türü olmasının yanı sıra, ifade ettiği sözler ve ona eşlik eden müzikle kişinin özgüvenini artırabilir, Zafere güven duyarak, ulusal birlik ve vatanın korunması çağrısında bulunur. Şiirsel bir örnek olarak yürüyüş, yalnızca zafer ve kendine güven konusunda iyimserlik yaratabilecek şiirsel kelimelerle ifade edilir. Bu özelliği marşın şiirin ayrılmaz bir parçası haline geldiğini göstermekle birlikte bir şiir türü olarak da ayırıcı bir özelliğe sahiptir. Akademisyen İsa Habibbayli, marşın özelliklerine değinerek, marşın da heybetli bir üslupla yazıldığını kaydetti: “Kamusal üslupla yazılmış, kamusal hayatın farklı alanlarına ait, heyecan ve seferberliği ifade eden şiir veya şarkıya marş denir.” (Habibbeyli, 2007, s.495)

Doktor, şair, besteci Şahin Musaoğlu, marşı “meydan okuma” olarak kabul ederek, marşın sözleri ile eşlik eden müziğin ona hitap etmesine birbiriyle bağlantılı olmasına “marşı şiir olarak mı yazıyorsunuz yoksa yazılan şiir fikrinden yola çıkarak bir tür mü seçiyorsunuz?” sorusuna verdiği yanıtı açıkladı: “Şiir fikri hangi türe benziyorsa, bu türü seçiyorum.” Bu düşüncelerle önce Şahin Musaoğlu, şiirsel bir örnek yazdı ve daha sonra buna göre müzik besteledi.

Azerbaycan halkının tarihinin üç döneminde marşın daha aktif bir şekilde geliştiğine tanık oluyoruz. Birinci dönem 1918-1920 yıllarına denk gelmektedir. Bu dönem, yani 1918-1920, Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti’nin kuruluş ve gelişme dönemini kapsamaktadır. Marş, yirminci yüzyılın başlarında Azerbaycan halkının ruhunda gerçekleşen milli mücadeleyi yansıtıyor. Özellikle ordu marşlarının bir dizi halinde düzenlenmesi tesadüf değildir. Örneğin 1919’da yayınlanan “Ordu marşları” kitabı, Ali Kami, İsmail Hakki, Ahmed Kamal, Namig Kamal, Zülfügar Bey ve diğer yazarların ordu marşlarını içermektedir. Ordu marşları dediğimizde onları askeri marşlar olarak kabul etmeliyiz. Alhan Memmedov, ordu marşlarını toplum tarafından kabul görmesiyle birlikte derin algılanma faktörüne de değindi: “Ordu marşlarının ortaya çıkması ve bunların kitapçıklar halinde toplanması ve yayınlanması, ordunun vatan için, marşlar ve harp marşlarının ordu için öneminin iyi anlaşıldığını göstermektedir.” (Mammadov, 2003, s.57-58)

Ahmed Kemal‘in çağrı ruhu, seferberlik ruhu, Vatanı kurtarma çağrısı “Taraneyi-Vatan” (“Təraneyi-Vətən”) marş örneğinde dikkat çekiyor. Yazar “Haydi, feryatına gel! Vatanın yardımına gel!” söyleyerek, vatana yardım etmeye, düşdüyü dardan kurtulmak için çağırış ediyor:

Vatan elden gidiyor,
Bize feryad ediyor.
Yetiş imdada diyor,
Yürü, feryadına gel!
Vatan imdadına gel! (Kamal, 1907, s.4)

(Vətən əldən gediyor,
Bizə fəryad ediyor.

Yetiş imdadə diyor,
Yürü, fəryadına gəl!
Vətən imdadına gəl!)

“Ahmed Kemal’in “Taraneyi-Vatan” (“Təraneyi-Vətən”) şiiri, akışkanlığı, çağrı ruhu, seferberliği, coşkusu ve duygusallığı ile gerçek bir yürüyüş olmasıyla ideolojik ve sanatsal bir mükemmelliğe sahiptir. Şairin okuyucuları, perişan Vatan’a şiirsel bir manifesto etkisi yapmasına yardımcı olmaya çağırıyor.” (Haşimli, 2011, s.200)

Abdul Rahman Dai‘nin 1919 yılında “Askeri Şarkılar” (“Əsgəri nəğmələr”) başlığıyla yayınlanan kitabı (Abdulov Rahman Abdul Rahmanoğlu) askeri marşlarıyla dikkat çekiyor. Koleksiyona yansıyan çeşitli yazar ve derleyiciler tarafından yazılan ordu marşlarının, milletin bağımsızlık ideolojisinin evriminde özel bir yeri vardır. Bu da Cumhuriyet döneminde ordu marşı yani askerî marş gibi bir edebî türe duyulan ihtiyacın, halkın millî düşüncesinin uyanışı ile ilişkili olduğunu teyit edebilmiştir. Bu dönemde topluma sunulan “Ordu marşları”, “Asker şarkıları” ve diğerleri. marş setleri, görüşümüzün görsel bir kanıtıdır.

İkinci dönem, 1988-1991 yıllarını kapsayan Azerbaycan Milli Kurtuluş Hareketi sırasında ortaya çıkan marş örnekleri, zenginliğiyle dikkat çekiyor. Bu dönemde yazılan marşlar, Azerbaycan halkının özgürlük çağrılarıyla yakından bağlantılıydı. Azerbaycan halkının bu tarihi döneminde meydana gelen sosyo-politik olaylarla bağlantılıydı. Örneğin, 1988’de Topkhana’daki olaylar, 1988-1989’da Azerbaycanlıların Batı Azerbaycan’dan (Ermenistan) sınır dışı edilmesi, 20 Ocak 1990 trajedisi 19-20 Ocak 1990 gecesi vb. Azerbaycan halkının bu trajedilere karşı itaatsizliği, mücadele ve devleti koruma çağrıları da bu dönemin marşlarında geçerlidir. Sözleri Halk Şairi Vahid Aziz’e ait olan ve bestesi Halk Sanatçısı Eldar Mansurov’a ait olan “Azerbaycan Ordusu” marşı da bu dönemde bestelenen marş kadar ilgi çekicidir. Halkın geçmişe duyduğu sempati ve geleceğe yönelik umudun yanı sıra yürüyüş, Azerbaycan Ordusu’nun zafer çağrısını da yansıttı:

Sesimizde halkımızın var sesi.
Ordumuzda ülkemizin nefesi.
Yer titretsin, yer oynatsın darbesi
Azerbaycan Ordusunun Darbesi,
Azerbaycan toprağının kükremesi.

(https://www.youtube.com/watch?v=dhVd3tnfIIg; Erişim Tarihi: 13.06.2021)

(Səsimizdə xalqımızın var səsi,
Hərbimizdə yurdumuzun nəfəsi.
Yer titrətsin, yer oynatsın zərbəsi
Azərbaycan Ordusunun zərbəsi,
Azərbaycan torpağının nərəsi.)

Halk Şairi Bahtiyar Vahabzadeh ve müzik bestecisi Halk Sanatçısı Emin Sabitoğlu’nun “Azerbaycan askeriyiz” (“Azərbaycan əsgəriyik”) marşındaki sözler, tarihi geçmişiyle gurur duyan insanların devlet geleneğini yaşatma mücadelesini göstermektedir:

Azerbaycan toprağında büyüdük biz,
Tarihlerin sehifesinden geliyor sesimiz.
Bir düşmana boyun eğmedi Oğuz neslimiz,
Dedelerin kanı akar damarımızdan,
Azerbaycan askeriyiz, bu ada kurban!

Bu ada kurban, hey! Bu ada kurban!
Azerbaycan askeriyiz, bu ada kurban!
(https://www.youtube.com/watch?v=0stIZrZpyJA; Erişim Tarihi: 13.06.2021)

(Azərbaycan torpağında boy atmışıq biz,
Tarixlərin o tayından gəlir səsimiz.
Bir düşmənə baş əymədi Oğuz nəslimiz,
Babaların qanı axır damarımızdan,
Azərbaycan əsgəriyik, bu ada qurban!

Bu ada qurban, hey! Bu ada qurban!
Azərbaycan əsgəriyik, Bu ada qurban!)

Üçüncü dönem, Nisan 2016 yıl muharebelerinden (Azerbaycan Ordusunun yerel muharebelerdeki zaferleri) 2020 yıl Vatanseverlik Savaşı’na (Ermeni ordusunun imhası) kadar sürer. Bu dönemde, bir dizi yeni marş yaratılır. Sözü ve müziği Hacı Mehtab’a ait olan “Zafer Marşı”, devlet geleneğinin sürdürülmesi ve korunması çağrısı olarak son dönemde ilgi çeken bir marş örneğidir. Bu tür marşların ortaya çıkması, bu türün hala kamu yararına olduğunu doğrulamaktadır. “Zafer marşı”nın sözlerine dikkat ettiğimizde, marşın çağrısına, ciddiyetine ve coşkusuna tanık oluyoruz. “Zafer marşı”ndakı çağrı “Hadi, koç yigitler, hadi ireli.” Marşın sözlerine dikkat edildiğinde son nakarata “hadı” denir ve bir yere gitmek veya bir iş kurmak için çağrı veya emir olarak kullanılır. Marşlarda “hadı” çağrısının çok kullanıldığı, “Zafer marşı”nda ise çağrı anlamında kullanıldığı belirtilmelidir. Marşda ulusal uyanış ve seferberlik ruhu ifade ediliyor:

Vatandan pay olmaz sloganımız var.
Bizim Karabağ tek diyarımız var,
Tarih boyunca yenilmedik biz,
Düşmanın önünde çökmemişiz diz.
Düşmanın önünde eğilmedik biz.

Gayretine kurban ey vatan oğlu,
Hadi, koç yiğitler, hadi ileri.
Zafer azimli savaşa doğru
Hadi, koç yiğitler, hadi ileri.

(https://www.youtube.com/watch?v=OKnRvTIouzk; Erişim Tarihi: 13.06.2021)

(Vətəndən pay olmaz şüarımız var.
Bizim Qarabağ tək diyarımız var,
Tarixlər boyunca yenilmədik biz,
Düşmənin önündə cökməmişik diz.
Düşmənin önündə əyilmədik biz.

Qeyrətinə qurban ey vətən oğlu,
Haydı qoç igidlər haydı irəli.
Qələbə əzmilə döyüşə doğru
Haydı qoç igidlər haydı irəli.)

Marş türünde yazılan örneklerin son yansımalarında “hey”, “hadi” vb. nidaları, “yol ver”, “ileri” vb. kelimelerin işlenilmesi dikkat çekiyor.

Abdulla Şaik’in milli birlik çağrısı yaptığı “Marş”ında, milli birlik çağrısı yazarın “ileri, hadi” gibi konuşmalarına da yansıyabilir:

Birleşelim, türk oğlu, bu yol millet yoludur,
Ünle, zaferle, ihtişamla tariximiz doludur.
Yürüyelim ileri, hadi, millet askeri,
Geçmişimiz şan, zafer, durmayalım biz geri. (Açıq söz, 1918)

(Birləşəlim, türk oğlu, bu yol millət yoludur,
Ünlə, zəfərlə, şanla tariximiz doludur.
Yürüyəlim irəli, haydı, millət əsgəri,
Keçmişimiz şan, zəfər, durmayalım biz geri.)

Abdulla Şaik, milletin şanlı tarihine değindi, onları geçmişi unutmadan ileri adım atmaya ve savaşmaya çağırdı. Yazar, yurttaşlarına itirazını vurgular:

Haydı, yola çıkalım, haksızlığı yıkalım,
Turanda gün doğunca zülmetle çarpışalım! (Şaikane yad et, 2006, ss.2)

(Haydı, yola çıxalım, haqsızlığı yıxalım,

Turanda gün doğunca zülmətlə çarpışalım!)

Sözleri Celal Kurbanov’a, müziği Yaşar Bakhish’e ait olan “Asker Marşı”nda devletin gücü ve ulusun birliği ciddiyetle yeniden canlandırılıyor. “Asker Marşı”nda, ulusal bağımsızlık ve özgürlük çağrısı, halkın ve vatanın bütünlüğü, ulusal birlik mücadelesi yansıtılır:

Başkomutan’ın emrini bekliyoruz
Kahraman askeriz, Alp erenlerik.
Yurtları düşmandan özgür ederiz,
Vatan uğrunda candan keçerik
Üç renkli bir bayrakla gedek ileri.
Ey Ana yurtumun, yiğit askeri
Helal olsun sana sütü annenin
Yaşasın her zaman Azerbaycan’ım!

(https://www.youtube.com/watch?v=J-rqDtxWfHo; Erişim Tarihi: 13.06.2021)

(Ali Baş komandanın, əmrin gözlərik
Qəhrəman əsgərik, Alp ərənlərik.
Yurdları duşməndən azad edərik,
Vətənin uğrunda candan keçərik
Üç rəngli bayraqla gedək irəli.
Ey Ana yurdumun, igid əsgəri
Halal olsun sənə südü ananın
Yaşasın hər zaman Azərbaycanım!)

Son dönem marşlarında marş ve müzik türlerinin karışımı belirgindir. Marş ve rock, marş ve rap, marş ve taverna vb. gibi müzik türlerinin karışımı. Örneğin sözleri ve müziği Talib Tale’ye ait olan ve milli mücadeleyi yansıtan “Azerbaycan Askeri”, marş ve rap karışımını yansıtan bir marş olarak dikkat çekiyor. Bu karışıklık elbette marşın bir müzik türü olarak sunumunda da görülebilir.

Hem size liderimize çok inanımız.
Önde alınası intikamımız
Azerbaycan’ımız güçlü yumruğa dönmüş
Bak nihayet ki, şimdi birik hepimiz.
Yerler titretti saldırıları,
Düşmanın bak çöktü dizleri,
Yurdumuza getir zaferi
Haydi Azerbaycan askeri.

(https://www.youtube.com/watch?v=0x5higvqfjk; Erişim Tarihi: 13.06.2021)

(Həm sizə rəhbərimizə çox inamımız
Qarşıdadı alınası intiqamımız
Azərbaycanımız güclü yumruğa dönmüş
Baxın nəhayət ki, indi birik hamımız.
Yerlər titrətdi həmlələri,
Düşmənin bax çökdü dizləri,
Yurdumuza gətir zəfəri
Haydı Azərbaycan əsgəri.)

Talib Tale’nin “Azerbaycan Askeri” marşı vatanseverlik, mücadele ve kararlılık ruhunu barındırmayı başardı.

Marş türünün müziklerinde rock unsurlarının kullanımı da önemlidir. Marş ve rock unsurlarının sentezinin yanı sıra, son dönemde ortaya çıkan Nur grubu, Narmin Kerimbayova, Ceyhun Zeynalov (Jin) tarafından dile getirilen “Ateş” marşı, bağımsızlık mücadelesine çağrıda bulunuyor:

Karabağım düşmüş dara,

İntikam için çağırıyor bizi.
Sıkı sarılın silahlara,
Yok edilsin düşmanın izi.
Ateş, ateş hedefe,
Zafer, zafer her defe
Nefret, nefret, nefret düşmana,
Secde, secde, secde Vatan’a

(https://www.youtube.com/watch?v=slnTQTZRRpw; Erişim Tarihi: 13.06.2021)

(Qarabağım düşüb dara,
İntiqama çağırır bizi.
Sıx sarılın silahlara,
Qoy məhv olsun düşmənin izi.
Atəş, atəş hədəfə,
Zəfər, zəfər hər dəfə
Nifrət, nifrət, nifrət düşmənə,
Təzim, təzim, təzim Vətənə)

Şarkıların marş haline getirilmesi veya halk tarafından marş olarak kabul edilmesi süreciyle karşılaşmak mümkündür. Örneğin sözleri Halk Şairi Bahtiyar Vahabzade’nin, müziği Halk Sanatçısı Emin Sabitoğlu’nun “Yaşa, yaşa Azerbaycan” Güney Azerbaycan’da bağımsızlık için savaşan halkların marşı oldu. Güney Azerbaycan’daki diğer marşlarla birlikte “Yaşa, yaşa Azerbaycan” şarkısı “Güney Azerbaycanın Milli Marşı” olarak kabul ediliyor:

Biz tarihe sığınmadık,
Dün vardık, bugün varız.
Biz dostluğa güvenerek,
Geleceğe adım attık.
Azerbaycan, Azerbaycan.
Azerbaycan, Azerbaycan.
Azerbaycan, Azerbaycan.
Yaşa, yaşa, Azerbaycan

(https://www.youtube.com/watch?v=-_FzCTsjCRw; Erişim Tarihi: 13.06.2021)

(Biz tarixə sığınmadıq,

Dünən vardıq, bugün varıq.
Biz dostluğa güvənərək,
Gələcəyə addımladıq.
Azərbaycan, Azərbaycan.
Azərbaycan, Azərbaycan.
Azərbaycan, Azərbaycan.
Yaşa, yaşa, Azərbaycan)

Bu süreç, bir başka şarkının marşa dönüşmesiyle kendini gösterdi. Örneğin Üzeyir Hacıbeyov, Ahmed Cevad’ın 1914’te yazdığı “Çırpınırdı Karadeniz” adlı şiirine 1918 yılında müzik bestelemiştir. Azerbaycan’da herkes tarafından sevilen bu musiki örneği, ümumtürk ideologiyası taraftarları tarafından bir marş olarak değerlendirilmektedir:

Dost elinden esen yeller,
Bana şiir, selam söyler.
Olsun turan bütün eller
Kurban Türkün bayrağına!
Yol ver Türkün bayrağına!!! (Cavad, 2005, ss.140)
(Cavad, 2005, ss.140)

(Dost elindən əsən yellər,
Bana şeir, salam söylər.
Olsun turan bütün ellər
Qurban Türkün bayrağına!
Yol ver Türkün bayrağına!!!)

Türkiye veya Azerbaycan’da şiirsel örneklerin marşa dönüşmesi, Azerbaycan ve Türk marşlarının yakın gelişimine yansır. Örneğin, Bakü’nün Kafkas İslam Ordusu tarafından düşman işgalinden kurtarılması şerefine Nuri Paşa’ya adanan “Kafkas İslam Ordusu Marşı” bu konuda dikkat çekmektedir. Sözleri Neriman Hesenzadeh’e, müziği Ali Behbudzadeh’e ait olan “Kafkas İslam Ordusu Marşı” da kardeş halkın askeri yardımını canlandıryor:

Türk savaş bayrağında
Doğan aya, hilal’e bak.
Bu savaşa, bu zafere,
Şu şanlı ihtişama bak.
Sallanan Türk Bayrağı
Bağımsızlıktan bilgi verir.
Türkün şanlı tarihine
Zaman er oğlu er verir.

(https://www.youtube.com/watch?v=u3CbCnncE5s; Erişim Tarihi: 13.06.2021)

(Türkün döyüş bayrağında
Doğan aya, hilala bax.
Bu yürüşə, bu zəfərə,
Bu şanlıca cəlala bax.
Dalgalanan Türk Bayrağı
İstiklaldan xəbər verir.
Türkün şanlı tarixinə
Zaman ər oğlu ər verir.)

Azerbaycan marşlarının Türk marşlarıyla yakın ilişkisi her zaman kendini göstermiştir. Müziği Cavanşir Guliyev’e, sözleri Ali Kami’ye ait olan “Asker Marşı” bu geleneğin devamını göstermektedir. “Asker Marşı” ile Rufat Bey’in (1820-1888) bestelediği “Alay Marşı”nın aynı olduğu yadsınamaz bir gerçektir. Bu faktör, Azerbaycan milli marşlarının ve Türk milli marşlarının birbiriyle ilişkili gelişiminin bir göstergesidir. Yemen’deki savaş (1871-1872) sırasında bestelenen “Alay Marşı”nın 1919’da yayınlandığı bir gerçektir.

Azerbaycan halkının milli şuurunda dikkatlerden kaçmayan “Asker Marşı”nın müellifi, müellifinin aydınlatılması ve yanlış bilgilendirilmesi konusunda ihtilaflarla karşı karşıyayız. “Asker Marşı”nın Osmanlı Ordusunda icra edilen “Alay Marşı” ile aynı olduğu bilim ve edebiyat camiasında teyit edilmiştir. Ancak “Ölümsüzlük Anıtı” (“Ölməzliyə abidə”, 2010) kitabında “Askerin Marşı”nın yazarının başka bir yazara ait olduğunu, yani marşın yazarı Ahliyat Süleymanov’un (OrKhan Jabrailova, 2010) olduğunu görüyoruz.

“Azerbaycan askeri” marşının sözlerinin kendisine bir asker tarafından verildiğini ve marşın da sözlerinin askerin dedesinden duyulduğunu söyleyen Cavanşir Guliyev’in sözlerini yorumlayan Aydın Öğüt, bu benzerliği mesele olarak gördüğünü söyledi. Elbette: “Cevanşir Quliyev anlatıyor; 1990 yılında Karabağ da cephedeyken bir asker yanıma gelip “Biz milli kurtuluş savaşımızda bile Rus askeri marşlarını söylemekten bıktık, ne olur bize kendi marşlarımızı besteleyin” dedi ve bana bu marşın sözlerini verdi. Ona nereden bulduğunu sorduğumda asker, bana “…eskiden bunu dedem hep bize söylerdi” dedi. Bu sözleri çok beğenen besteci bir marş bestelemiş ve Azeri dostlarımın bana söylediğine göre bu marş hit parçalardan daha popüler hale gelmiş, dillerden düşmeyip düğünlerde bile söylenmiş. Bu marşın adı “Asker Marşı”dır. Aynı marş ülkemizde de Rifat Bey (1820-1888) tarafından Alay Marşı ismiyle Yemen Savaşı sırasında bestelenmiştir. (1871-1872)…Sonuc olarak söylemek isterim ki; kültürü, tarihi ve özü aynı olan iki kardeş ülkenin her konuda olduğu gibi, askeri müzikte de birçok ortak noktası ve benzerliği vardır, olacaktır da. Böyle olması çok normaldır.” (http://www.musigi-dunya.az/new/added.asp?action=print&txt=133; Erişim Tarihi: 13.06.2021) Aydın Öğüt, müzikte benzerlikler olduğunu belirtmekle yetindi. “Askerin Marşı” marş temposunun bestecinin müzik doğaçlamasının bir göstergesi olduğunu vurgulamak gerekiyor. Böyle bir olay genellikle müzik eserlerinde bulunur. Besteci Javanshir Guliyev’in doğaçlaması ilginçti. “Asker Marşı”nın marş türüne tekabül etmesi, başka bir şekilde icra edilmesine izin vermemektedir. Yani bu marşı eğlenceli bir ritimle veya muğam sesiyle söyleyemeyiz. Şiir örneği olarak marş şiir şeklinde yazılmıştır. Marşa aid cağrı, sesleyiş kendini gösteriyor.

Vatan beni yetiştirdi, bu ellere yolladı.
Bu toprağa kurban deyib, Allah’a ısmarladı.
Boş oturma çalış dedi, hizmet eyle Vatana
Sütüm sana helal olmaz, san baş eysen düşmana
Marş, ileri ! Marş ileri,
Azerbaycan askeri!
Dönmez geri, dönmez geri,
Azerbaycan əskeri!

(https://www.youtube.com/watch?v=7GB06noZLbY; Erişim Tarihi: 13.06.2021)

(Vətən məni yetişdirib, bu ellərə yolladı,
Bu torpağa qurban deyib, Allaha ismarladı.
Boş oturma, çalış dedi, xidmət eylə Vətənə,
Südüm sənə halal olmaz, sən baş əysən düşmənə
Marş, irəli ! Marş irəli,
Azərbaycan əsgəri!
Dönməz geri, dönməz geri,
Azərbaycan əsgəri!)

“Azerbaycan askeri” marşı, derin içeriği ve şiirsel özellikleri ile dikkat çekiyor. Yürüyüş, anavatanın, devletin, ulusal kimliğin ve birliğin korunması için yerli toprakların kurtarılması çağrısında bulunuyor.

Araştırmacılar, Azerbaycan marşlarının Türk marşlarıyla yakından bağlantılı olarak gelişmesinde temel faktörlerden birinin ortak bir dilde yazılmış olmaları olduğunu belirtmişlerdir. Örneğin Alhan Memmedov, Yavuz Akpınar’ın Türkiye’deki Ali bey Hüseyinzadeh arşivlerinde bulunan “Kahraman Türk Askerine” marşına atıfta bulunarak, “Muhammed Hadi, “Kahraman Türk Askerine” şiirinde Azerbaycan ve Anadolu Türkçesi ortaklığını kullanmıştır. Sonuç olarak şiir hem marş türüne uygun olarak hem de Azerbaycan ve Anadolu Türkçesinde sanatsal ve estetik açıdan ağırbaşlı, sağlam, anlaşılır, vatansever ruhlu, militan ve muzaffer bir eser olarak ortaya çıkmıştır.” (Memmedov, 2019, s.51)

Türk oğluyuz, Osmanlıyız,
Namusluyuz, vicdanlıyız.
Tariximiz meydandadır;
Dünya bilir ki, sanlıyız.

Yavuz Akpınar, M. Hadi’nin marşının çağrı ruhu içinde olduğuna değinerek şunları yazdı: “…bu da bize askeri marşların xalq yığınları üzerinde olduğu kadar, aydınlar arasında da coşkunluk yaratdığını, Azerbaycan toplumunun o dönemde yaşadığı sevinc və bahtiyarlığı, kendine güven duyğusunu peşikdirdiyini göstermekdedir.” (Akpınar, 2007)

Azerbaycan milli himninin önce marş sonra himn olması, sosyo-tarihsel süreçler içerisinde ortaya çıkan marşın milli bağımsızlık fikrini, devlet geleneklerini ve eğilimlerini yansıtmasından kaynaklanmaktadır. Himnlerin, marşların, askeri türkülerin ve şarkıların içeriklerinin askeri, devrimci, dini ve devlet açısından önemi, onları içerik ve tema açısından farklı kılmaktadır. Himnler, marşlar, askeri şarkıları ve ilahiler, insanlarda kahramanlık ve vatanseverlik duygularının oluşmasını teşvik eden niteliklere sahip olmalarına, toplumsal yapıya ve uluslararası meselelere karşı tutumlarını ifade etmelerine rağmen, birbirlerinden farklılık göstermiştir. Şiirsel örnekler, tüm edebi örnekler gibi, insanın manevi ruhunu yetiştirmeyi, anavatana, insana, çevreye hizmet etmeyi, çıkarlarını korumaya çağırmayı, canlı ve cansızlara karşı sevgi ve özen duygularının,yaşam ortamının oluşumunu amaçlamaktadır.

Devlet olmanın özelliklerinden biri olan Ulusal marşın marşlara dönüşmesi ilginç bir edebi süreç olarak dikkatlerden kaçmaz. Literatürde Ulusal marş ve marşla ilgili aynı yaklaşımın yanlış olduğu araştırmacılar tarafından vurgulanmıştır: “Ulusal marş ve marşı eş anlamlı kelimeler olarak ele almak yanlış.” (Habibbeyli, 2007, s.495) Bu faktör göz önüne alındığında, “himnler daha genel olduğu ve marşların belirli bir alanı kapsadığı” belirtilmelidir. (Habibbeyli, 2007, s.495) Büyük besteci Üzeyir Hacıbeyov ve şair Ahmed Cevad tarafından 1919 yılında bestelenen “Azerbaycan Marşı”, 27 Mayıs 1992 yıl ‘ta kabul edilen “Azerbaycan Cumhuriyetinin Ulusal Marşı Hakkında” Kanuna göre Azerbaycan Cumhuriyetinin Ulusal Marşı olarak kabul edildi. 1919-1920 yıllarında bağımsız Azerbaycan Cumhuriyeti’nin Ulusal Marşı taslağı hazırlanmış olmasına rağmen, sosyo-politik olaylar, yani Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti’nin Bolşevikler tarafından 27 Nisan 1920’de yıkılması, ve Azerbaycan’da iktidarın ele geçirilmesi, besteci Üzeyir Hacıbeyov ve şair Ahmed Cevad’ın “Azerbaycan Marşı”nın yasama düzeyinde kabulüne izin vermedi. “Azerbaycan Marşı” 1919 yılında “Milli Şarkılar” kitabında “Vatan Marşı” adı altında yayımlanmıştır. Müziği daha sonra Üzeyir Hacıbeyov tarafından bestelendi:

Azerbaycan! Azerbaycan!
Ey, kahraman evladın şanlı vatanı!
Senin için can vermeye hepimiz hazırız!
Senin için kan dökmeye hepimiz kâdiriz!
Binlerce can kurban oldu,
Sinen harbe meydan oldu!
Kendini feda eden asker,
Her biri kahraman oldu!

(https://dim.nmr.az/himn.php; Erişim Tarihi: 13.06.2021)

(Azərbaycan! Azərbaycan!
Ey qəhrəman övladın şanlı Vətəni!
Səndən ötrü can verməyə cümlə hazırız!
Səndən ötrü qan tökməyə cümlə qadiriz!
Üçrəngli bayrağınla məsud yaşa!
Minlərlə can qurban oldu!
Sinən hərbə meydan oldu!
Hüququndan keçən əsgər,
Hərə bir qəhrəman oldu!)

Başlangıçta bir marş olarak oluşturulan “Azerbaycan Marşı”, ulusal bağımsızlığın ve ulusal birliğin sembolü olarak ulusun devlet simgelerinden biri haline geldi.

Son zamanlarda, İnternet kaynakları, özellikle marş türünün geliştirilmesi ve yaygın olarak kullanılmasında önemli hale geldi. Nisan 2016’daki çatışmaların ardından yapılan marşlar, askeri şarkıları internet kaynakları aracılığıyla yayılıyor. Örneğin, “Zafer Marşı”, “Ateş”, “Azerbaycan askeri” vb. marşların internet kaynaklarında yönelik yayınlanması marşların gelişimsel bir özelliği olarak düşünülmelidir. Halk Şairi Sabir Rüstemhanlı’nın asker-yurtsever duygularını çağrıştıran şiirinden bestelediği “Milletim” şarkısı internette dinleyiciler tarafından ilgiyle karşılandı. Müziği Elçin Caferov’a ait olan “Milletim”in şiirsel örneği, hem müzik türü hem de metin açısından bir marş halini almıştır:

Dedelerin cesur ruhu dirildi,
Hayat bize Vatan için verildi.
İntikam diyor Türk hafızası – onurumuz,
Kurban getsek helal olsun kanımız!

(https://publikxeber.com/117384.html; Erişim Tarihi: 13.06.2021)

(Babaların igid ruhu dirildi,
Ömür bizə Vətən üçün verildi.
Qisas deyir türk yaddaşı – şanımız,
Qurban getsək halal olsun qanımız!)

Rahmetli hocamız Vagif Arzumanlı, “Milletim” şiirini, yansıttığı sorunlar nedeniyle Ulusal marş’a benzetmiştir: “Marş”, “Allah bu milletten ne eksik etdi?”, “Milletim”, “Bu millet ölmeyi bacaryor hale”, “Türk xalkı “Hayır!” diyor”, “Meydan Özlemi” yazarın millete, millete olan inancını yücelten, kimsenin önünde eğilmeyecek vatanın ve milletin gücünü yücelten bir marş gibidir.” (Arzumanlı, 2013, s.20)

“Vur, komutan, vur!” sloganın son dönemde yazılan şiirsel örneklerde kendine yer bulması ve dolayısıyla savaşçıları savaş meydanında savaşmaya çağırması kendini göstermektedir. Örneğin, söz ve müziği Elçin Meherremov’a ait olan “Vur, comutan”, sözleri Kemale Hajiyeva’nın, müziki Anvar Sadigov’un müziği olan “Vur, Komutan!” gibi müziki örneklerinde “vur, komutan, vur!” slogan kimi atıldı. Sözleri ve müziği Elchin Maharramov’a ait olan “Vur Komutan” marşında, “Vur Komutan, vur Komutan!” gibi slogana benziyor:

Şimdi birlik olma zamanı!
Şimdi zafer zamanı!
Vur Komutan, vur komutan!
Düşmanın ruhunun evinden.
Vur Komutan, güç senin!

(https://www.youtube.com/watch?v=OzJnb-SJbJA; Erişim Tarihi: 13.06.2021)

(İndi birlik zamanıdır!
İndi zəfər zamanıdır!
Vur komandir, vur komandir!
Düşməni can evindən.
Vur komandir, güc sənindir!)

Sözleri Kemale Hajiyeva’ya, müziği Anvar Sadigov’a ait olan “Vur komutan” adlı zafer şarkısı bir marş özelliğindedir:

Düşmandan alacak kanımız kaldı,
Kendi topraklarımızda canımız kaldı.
Üç renkli bayrağa herkes sarılsın,
Şehitler ölümsüzdür, vatan bölünmez
Vur komutan, intikam için ateş et,
Emr et Şuşa’ya bayrak dikilmesine.
Vur, doğma Karabağ bizi bekliyor
İleri, asker! Zafer kazanmaya!

(https://lyrics.lol/artist/2325694-abbas-ba-rov/lyrics/6195695-vur-komandir; Erişim Tarihi: 13.06.2021)

(Düşməndən almağa qanımız qalıb,
Doğma torpaqlarda canımız qalıb.
Üç rəngli bayrağa bürünsün hər kəs,
Şəhidlər ölməzdir, vətən bölünməz!
Vur, komandir, vur qisas almağa,
Əmr et Şuşada bayraq sancmağa.
Vur, bizi gözləyir doğma Qarabağ
İrəli, əsgər! Zəfər çalmağa!)

Marşları bir şiir örneği olarak ya da bir müzik türü olarak okuduğumuzda, marşın halkın devleti korumak için mücadele etme çağrısını yansıttığını görüyoruz.

Marş türü, dönemin bir takım özelliklerini ve yönlerini, önemli ideolojik, sosyo-politik değişimleri yansıtır ve halkı bağımsızlık ve özgürlük için savaşmaya, seferberlik ve vatanseverlik duygularını yükseltmeye çağırır. 2016’da başlayan askeri başarılar ve 2020 Vatanseverlik Savaşı, ulusal edebiyatımızda marş türünün gelişimine yeni bir ivme kazandırdı. Çok sayıda yeni marş yaratıldı ve bazı durumlarda şiirler ve şarkılar marşlara dönüştürüldü. Azerbaycan marşının gelişimi bir dizi özellikle karakterize edilir: farklı tarihsel dönemlerde daha aktif gelişimi, klasik müzikle birlikte klasik müzik türlerine hitap etmesi, şiir ve şarkıların marşlara dönüşmesi, Türk marşlarıyla yakın ilişkisi, İnternet aracılığıyla yaygın olarak kullanılması. Unutulmamalıdır ki, tüm bu özelliklere sahip Azerbaycan marşları şiddet çağrısı, nefret propagandası ve zulümden uzaktır.

Salide ŞERİFOVA (Prof. Dr.) 
Azerbaycan Ulusal Bilimler Akademisi Nizami Genjavi Adına E. Enstitüsü, Azerbaycan Edebiyatı Bağımsızlık Dönemi Anabilim Dalı

Kaynakça
“Açık söz” gazetesi. 6 Şubat 1918, №674.
Ağayeva, K. Vur komutan. (Vur komandir) Erişim adresi: https://www.youtube.com/watch?v=BCp-AGeXDow.
Akpınar, Y. “Kardeş kalemler” dergisi. № 7, 2007.
Arzumanlı, V. Vatan ve millet sevgisi. (Vətən və millət sevgisi) 525-ci qəzet.- 2013.- Temmuz 13.- s.20. // Erişim adresi: https://tele-inform.com/?p=15303.
Ateş (Atəş). Erişim adresi: https://www.youtube.com/watch?v=slnTQTZRRpw.
Azerbaycan askeri (Azərbaycan əsgəri). Erişim adresi: https://www.youtube.com/watch?v=7GB06noZLbY.
Azerbaycan Cumhuriyeti’nin Ulusal Marşı (Azərbaycan Respublikasının Dövlət himni). Erişim adresi: https://dim.nmr.az/himn.php.
Cavad, A. (2005). Seçilmiş işler (Seçilmiş əsərləri). Bakü: “Doğu-Batı”.
Javanshir Guliyev’in “Asker Yürüyüşü” intihaldir (Cavanşir Quliyevin “Əsgər marşı” plagiatdır). Erişim adresi: https://nezermedia.az/medeniyyetvemaqazin/31377-cavanshir-quliyevin-esger-marshi-plagiatdir-vdeo.htmlErişim adresi: https://cetinbayramoglubaku.wordpress.com/2017/04/16/abdulla-saiq-mars/.
Erişim adresi: https://lyrics.lol/artist/2325694-abbas-ba-rov/lyrics/6195695-vur-komandir.
Ahmed, K. (1907) Taraneyi-Vatan (Təraneyi-Vətən) // Füyuzat, №26.
Asker marşı (Əsgər marşı). Erişim adresi: https://sozmusiqi.wordpress.com/en/composer/cavanshir-quliyev/az-esger-marsi/.
Asker marşı (Əsgər marşı). Erişim adresi: https://www.youtube.com/watch?v=J-rqDtxWfHo.
Aziz, V. Azerbaycan ordusu (Azərbaycan ordusu). Erişim adresi: https://www.youtube.com/watch?v=dhVd3tnfIIg.
Hacı Mehtab. Zafer marşı (Zəfər marşı). Erişim adresi: https://www.youtube.com/watch?v=OknRvTIouzk.
Habibbeyli, İ. (2007) Edebi-tarihsel bellek ve modernite (Ədəbi-tarixi yaddaş və müasirlik). Bakü, “Nurlan”.
Hasanzadeh, K. Kafkas İslam Ordusu Marşı. Erişim adresi: https://www.youtube.com/watch?v=u3CbCnncE5s.
Haşimli, H. (2011) “Yeni Füyuzat” dergisi ve yaratıcı şiir araştırmaları (“Yeni Füyuzat” jurnalı və poeziyanın yaradıcılıq axtarışları). Azerbaycan Milli İlimler Akademisinin Nahçıvan şubesinin haberleri (Sosyal ve beşeri bilimler serileri), №1.
Hüseynov, R. (2017) “Merhaba Zafer!” Gün yakındır (“Salam, Qələbə!” deyəcəyimiz günə az qalıb.) Röportaj yapan: Onurlu Gazeteci. Azerbaycan ordusu, 27 Mayıs- s. 6. Erişim adresi: http://anl.az/down/meqale/en_ordusu/2017/may/545567.htm.
Maharramov, M. Vur komutan (Vur komandir). Erişim adresi: https://www.youtube.com/watch?v=OzJnb-SjbJA.
Memmedov, A. (2003) Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti Dönemi Edebiyatı (Azərbaycan demokratik respublikası dövründə ədəbiyyat). Bakü, “Elm”.
Mammadov, A. (2019) Ulusal bağımsızlığın müjdecisi ve şarkıcısı – Muhemmed Hadi (Milli istiqlalın carcısı və tərənnümçüsü – Məhəmməd Hadi). Bakü, Leman Basım Yayınevi LLC.
OrXan – Jabrailova, R. (2020) “Azerbaycan askeri” marşı (“Azərbaycan əsgəri” marşı) // Ölümsüzlük Anıtı (Ölməzliyə Abidə). Derleyici-yazar. Bakü “Ziya”.
Öğüt, A. Azerbaycan askeri orkestrası (Azərbaycan hərbi orkestri). Erişim adresi: http://www.musigi-dunya.az/new/added.asp?action=print&txt=133.
Rüstemhanlı, S. Milletim (Millətim). Erişim adresi: https://publikxeber.com/117384.html.
Şaikane yad et (Şaiqanə yad et) (2006). Abdulla Şaik – 135. Bibliyografik gösterge, Bakü // Erişim adresi: http://ryl.az/files/6.pdf.
Tale, T. Azerbaycan Askeri (Azərbaycan Əsgəri). Erişim adresi: https://www.youtube.com/watch?v=0x5higvqfjk.
Vahabzade, B. Biz Azerbaycan askeriyiz. (Azərbaycan əsgəriyik) Erişim adresi: https://www.youtube.com/watch?v=0stIZrZpyJA.
Vahabzade, B. Yaşa, yaşa Azerbaycan! (Yaşa, yaşa Azərbaycan!) Erişim adresi: https://www.youtube.com/watch?v=-_FzCTsjCRw.

1 Yorum

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir